Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Nerdesin? yanında kim var? kimse yok. ben varım, ben, bir de kendim.''
Güzelliğin sonunun başlangıcı; savaş da burada başlıyor sanırım.
Sayfa 118
Reklam
1944 Mart ayında yazdığı bir mektupta Salinger, "Orduda her bin aptal için bir büyük adam var. Belki gerçekten var, be de yalnızca benim zihnimde. Ama onu kâğıda aktarıyorum, ister gerçek olsun ister benim hayal ürünüm olsun. Ben yine de gerçe hikâyeler yazıyorum," demişti.
Sayfa 82
Yani Salinger'ın yaşamındaki bu trajedi, "hayatının aşkını," herkesten çok sevdiği kadını kaybetmesi, büyük oranda Salinger'ın hayal ürünüydü.
Sayfa 92
serbest düşüş yaşayan bir yürek
DAVID SHIELDS: Salinger'in sesi tam bir çığlık değilse de bir başlangıç çığlığı durumundadır artık: iddialı ve sıradan ifadeleri karıştırma yeteneği, hiciv ayrıntıları konusunda gözünün keskin olması ve açıklayıcı konuşmalara kulak kesilmesi... O sırada hâlâ eksik olansa elbette bütün eserlerinin imzası olacak şeydir: serbest düşüş yaşayan bir yürek.
Sayfa 49
MICHAEL CLARKSON: Salinger'i görmeye giderek ondan yardım alabileceğimi düşünmüştüm. Beni kurtarmasını, uçurumun dibinde beni yakalamasını beklemiyordum. Bunalımlıydım ama hayal dünyasında yaşadığımı düşünmüyordum. İki küçük çocuğum vardı ve ona, "Şimdi ne yapacağım? Sonraki adım nedir?" diye sormak istiyordum. Salinger'in acımın bir kısmını yok edebileceğini düşünmüştüm. Aynı zamanda da bu yazara karşı duygusal-ruhsal bir düşkünlüğüm vardı.
Sayfa 95
Reklam
Salinger çavdar tarlasındaki çocuktu. Uçurumun dibinde duruyordu ve çocuklar uçurumdan düşüp çavdar tarlasına konuyorlardı. Bu da yüreğimin bam telini titriyordu çünkü bir yetişkin olarak başarısız olmuş tanıdıklarım birer sahtekara dönüşüyor, kötü anlamda değişiyorlardı. Sevgilerini ve nezaketlerini para ve güç için bir kenara bırakıyorlardı. Salinger ve Holden uçurumun aşağısında duranlardı. Bu çocukları yakalayacak ve kendilerinden ödün vermeden, asil bir şekilde bu geçişi yapmalarına yardımcı olacaklardı.
Sayfa 95
Kafka'nın dediği gibi, "Bir kitap aramızdaki donmuş denizi kıracak bir balta olmalı," ise Salinger henüz denizinin donmuş olduğunun bile farkında değildi. Zihni hâlâ "siyah kravatlarla" doluydu. Hem etrafındaki yüzeysel toplumu hakir görüyor hem de aynı zamanda, onun iyi örneklerinden biri olarak yüceltilmeyi istiyordu.
Sayfa 80
"Ben bir kurgu yazarıyım!" dedi. "Hepsi kurgu. Hikâyelerimde hiçbir otobiyografik öge yok. İnsanlara yardımcı olamam. Neler olacağını bilseydim yazmaya başlayacağımı hiç sanmıyorum." (...) "Ben kendimden bahsetmeyi sevmem. Neden hayatım yalnızca bana ait olamıyor? Bunları ben istemedim ve bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım. Yirmi beş yıldır bunlarla uğraşıyorum. Artık bıktım."
Sayfa 97
Savaş üzerine yazmak Salinger'ın savaştan sağ çıkması için tek yoldu. Unutulmayı aradığı gibi, ünü arıyordu.
Sayfa 117
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.