Sözler verilir, kalpler kırılır insanlar ise daima gelir ve geçerlerdi...
Sevişmek arzusuna vicdanlarımızı rahat ettirebilmek için aşk dediğimiz günlerdeyiz ve cinselliğin izdüşümünde ihtiraslarımızın peşi sıra koşturup duruyoruz.
Oysa bir martı çığlığıydı yaşamak...
Beklenen, birbiri peşi sıra eklenen günlerin anlamsızlığında "beyhude" bile değildi artık.
Bir şeylerin anlamsızlığı , karşısındaki şeylerin anlamıyla; boşluk ise önceki kabına sığmayan günlerle ölçülebilirdi ancak ve bu anlamsızlığın mahiyetine lügatta hiçbir kelime karşılık gelmiyor dahası geçmişte yaşanan hiçbir gün , şimdikilerin karşısında bile duramıyordu...
J.Osterman