Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

banuk yollarda

banuk yollarda
@deadpoets
üniversite
istanbul
28 okur puanı
Ekim 2016 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Razı olamam hiçbir sessizliğe. Avazım kesilir mi sandın sen sessizliği seçtiğinde.. Olmak yetmiyor mu bir yüreğin içinde binlerce sen'in yaşadığını anlaman için.. Şimdi içimde sessiz bir çığlık, Bir tufan, bir fırtınasın..gel dokun da yüreğimin sızısı dinsin.. Ey kalbim Ey suları usul usul yükselen gizli deniz İçimiz damar damar parçalansa da Dışımız lâl gibi sessiz… İsmet Özel
Reklam
BAŞKA BİR DÜNYA “Bir yol sadece bir yoldur. Eğer izlememen gerektiğini hissedersen hiçbir durum altında o yolda kalmamalısın. Böyle bir açıklığa sahip olmak için disiplinli bir hayatın olmalı. Eğer kalbin sana öyle söylüyorsa onu bırakmanın ne kendine ne de başkalarına karşı bir saygısızlık olmadığını göreceksin. Fakat kararın korku ve hırstan temizlenmiş olmalı. Her yola yakından ve hissederek bak. Gerekli bulduğun kadar dene. Gerçekte var olan tek şey de budur; ‘ne hissettiğin’…” Don Juan Matus
“O şehrin sokaklarına hep kar yağardı. Çalınacak kapılar çoktan çekip gitmişti. Elbet herkesin kırılgan bir öyküsü vardı. Yitik de olsa kahramanları. Serüvenler, ardında bıraktığın aşk ve kentler kadardı…" Bir Köpeğin Günlüğü Mert Mete

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Herşeyi biliyor gibiyim Ve herseyin farkında, Fakat olmayan birşeyler var hayatımda Iskalanmış fırsatları,
İnsan akşamleyin evde kalmaya kesin kararını vermiş görünürken hırkasını giymiş, akşam yemeğinden sonra aydınlık masanın başında oturur ve önüne filan işi ya da falan oyunu katıp bitirince her zaman ki gibi uykuya yatmayı düşünürken, dışarıda sevimsiz, evde oturmayı gayet tabii kılan bir hava varsa, hele şimdi masanın başında kalkıp gitmenin herkesin şaşırmasına neden olacağı kadar uzun bir zamandır oturuyorsa, zaten merdivenler de karanlık ve bina kapısı kilitlenmişse ve bütün bunlara rağmen ani bir huzursuzlukla kalkıyor, üstünü değişiyor, hemen sokak kıyafetlerini giymiş olarak çıkagelip gitmesi gerektiğini söylüyor ve kısa bir vedadan sonra bunu yapıyorsa, arkasında, daire kapısını vuruşundaki şiddetin derecesine uygun olarak az ya da çok bir kızgınlık bıraktığını zannediyor !..Kendini bu beklenmedik bir şekilde bahşettiği özgürlüğe olağanüstü bir canlılıkla cevap veren uzuvların sahibi olarak sokakta buluyorsa, bu tek bir karar ile içinde bütün karar verme kabiliyetinin toplanmış olduğunu hissediyor, her zaman verdiği önemden daha büyük bir önemle, en çabuk değişikliklere girişmeye ve katlanmaya ihtiyaçtan da çok gücü olduğunu görüyorsa ve böylece o uzun sokakları arşınlıyorsa ; O zaman bu akşamlığına ailesinden tamamen ayrılmış olur kİ..! Aile bir tarafta hiçliğe doğru kayıp giderken, kendisi sapasağlam, keskin çizgileriyle kapkara, kabalarına vura vura yükselerek gerçek görünüşüne ulaşır..Bütün bunları pekiştiren şeyse, insanın akşamın bu geç saatinde, nasıl olduğuna bakmak için bir arkadaşa uğramasıdır... Franz Kafka
Reklam
İnsanın ancak yalnızken yapabileceği şeyler vardır. En pamuk şekeri aşkta bile insanın, sanki terk ettiği tek kişilik evinde, eski iç evinde özlediği bir şeyler kalır. Ve bu özlenenler içerisinde en içe işleyeni yalnızlık laciverdidir. Sabah gelen o "hayret vakti"! Bazen yolculukta olur bu mavi. Sabaha kadar süren yolculukta, buğulu camda, yol yol akan camda, gün aydınlanır. Gece öyle bir döner ki sabaha, bir çocuk hayretiyle kalakalırsın. Yalnızlara kalsın... Bazen evde olur bu mavi. Sabaha kadar oturursun. Saat sana aittir nasılsa, kimse yoktur. Niyeyse oturmuşsundur sabaha karşı, evin ışıkları açıktır. "Artık yatsam mı?" dersin, sıkıla sıkıla. Kalkarsın, evin ışıklarını söndürürsün ve... Evin içi kararınca, işte o anda camların dışı aydınlanır. Ne sabahtır o an ne de artık gece seni saklamaktadır. Camı açarsın, bir yalnızlık fotoğrafı olursun. Kederli gibi olursun, neşeli gibi ve sanki her şeyi anlar ve her şeyi içine sindirirsin. Sokağa bakarsın, tepende uçan sabah kuşlarına. Hayret edersin. Bu maviyi ne zaman görsen sanki ilk kez görüyor gibi hayret edersin... Sabah bu kadar mı güzel olur, her seferinde kendine bunu dersin. Biri varsa hayatında işte o maviyi niyeyse pek görmezsin. Yalnız insanlarındır o mavi, rahat bırak! Sen git yat ısıtılmış yatağa, sevdiğin ayaklarını ısıtsın. Bırak bari bu sabah mavisi yalnızlara kalsın. Ece Temelkuran
Yalnız
Yalnızlığımın son kullanma tarihinin her an geçmiş olabileceğinden korkar, insanların arasında dolaşırken kimsenin gözüne bakmam.Kendime denk gelmemek için kafamı bile kaldırmam.Her zaman birşeyler eksiktir ve hep ne olduğunu anlamaya çabalarım ama asla gidermeye çalışmam.Herkesi kurtarırım, kendimi kurtaramam, dünyayı da kurtarırım...Kronik yalnızlığı teşhis ederim ama tedavi edemem bu yüzden yalnızları hiç rahatsız etmeden,sessizce ıskalarım.Arızalanan monologlarımı tamire uğraşırım ve rahatsız edilmeyi beklerim...Çelişkilerimi kabul etmesem de onları çok ama çok severim...Bitmesini beklerim ama bitiremem...Ve acıkınca göbeğimle beraber hoplaya zıplaya kendimize fırın torbasında sebzeli tavuk yaparız.Başbaşa afiyetle yer,demli çayımızı içer, sonra bulaşıklarımızı yıkarız.Akşam olup karanlık ve soğuk da eve gelince, birinci tekil şahsın uyumasını bekler sonra hep beraber usulca yanına sokuluruz...Kapımızı kapatırız ama kilitlemeyiz ki belki hırsız da yalnızdır... MURATHAN MUNGAN
"İçimizde bir ülke vardır, bir ruh coğrafyası;yaşadığımız sürece bunun sınırlarını arar dururuz. Şanslı olup da bu ülkeyi bulabilenler, taşların üstünden akan su gibi rahatça kayarak iniş çıkışlara yayılır, yuvalarını bulmuş olurlar. Kimileri doğdukları yerde bulurlar bu ülkeyi, kimileri bir kıyı kasabasında susuzluktan kavrulduktan sonra çölde yüreklerinin tazelendiğini görürler. Yemyeşil tepeler arasında doğdukları halde ancak kentin yoğun, civcivli yalnızlığı içinde rahat edenler de vardır. Kimileri için bu arayış, bir başka insanın izini sürmektir; bir çocuk ya da ana, bir dede ya da kardeş, bir sevgili, bir eş, bir düşman…" J.Hart
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam, aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan. — atilla ilhan
Bir insan isterse, size sesiyle sarılabilir. — İlhan Berk
Reklam
Bazen birinin yokluğuna o kadar alışırsınız ki, başka birinin gelip o boşluğu doldurmasından korkarsınız. — Honoré de Balzac
''Daha çok anlat!'' dedim. - Hoşuna gidiyor mu? Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum. - Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz? Gider gibi yaparız. ŞEKER PORTAKALI
İnsan Tanrı'ya nasıl yalvarırsa yalvarsın mucize istiyor demektir. Bütün dualar şöyle özetlenebilir; ulu Tanrı’m , ne olur iki kere iki dört etmesin. — Turgenyev
Geçmiş aslında geçmezmiş efendim. Hep bir köşede yerinden çıkmak için geceyi beklermiş. OĞUZ ATAY
Geri13
59 öğeden 46 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.