Plâtonikten ne kastettiğini bilmiyorum; fakat cinsi tabiatımızı aşağıda ve uzakta bırakan üstün mânevî değerler sistemi içinde bir aşk olduğuna inanıyorum. Ne cinsiyete, ne menfaate, ne de gurura bağlanması mümkün olmayan bir aşk.
İş hayatından daha büyük mektep, tecrübeden daha büyük ders, ihtiyaçtan daha büyük mürebbi, tecessüsten daha büyük öğretmen, muvaffakiyetten daha büyük diploma olur mu?
" Canlı, hareketli bir ruh bazen hayatın sınırlarını aşar, tatmin edilemez olur; bu yüzden umutsuzluğa düşer, bir an için hayata küser; bu hal, hayatın sırlarını arayan ruhun sıkıntısıdır..."
Sayfa 580 - is bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Çünkü aşka düşen bir insanın kendi ruhunda filizlenen bu duyguyu, gözlerini kapayan büyüyü bir bilgin gözüyle seyretmeye vakti yoktur. Kalbinin ne zaman ve nasıl hızla çarpmaya başladığını, nasıl birdenbire kendini feda edebilecek kadar güçlü bir bağla bağlandığını, nasıl kendini unutup sevgisiyle bir olduğunu, zekâsının nasıl uyuştuğunu ya da alabildiğine inceldiğini, iradesinin, düşüncesinin nasıl esir olduğunu, dizlerinin nasıl titrediğini, ateşinin nasıl yükselip gözlerinin nasıl yaşla dolduğunu göremez...
Sayfa 481 - is bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
"Ben artık anladım ki sende sevdiğim, sende bulmak istediğim şey, Ştolts'un bana gösterdiği, onunla birlikte kurduğumuz şeydi. Olan bir Oblomov'u değil, olacak bir Oblomov'u sevdim."
Sayfa 465 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu