Norveç’te Hristiyanlık yayılmadan önce, Norveçliler Tor’un iki teke tarafından çekilen bir arabayla gökyüzünde dolaştığına inanıyorlardı. Çekicini salladığı zaman şimşekler çakar, fırtınalar oluşurdu. “Fırtına” sözcüğünün Norveççesi “Tor-donn”dür, yani Tor’un gürültüsü anlamına gelir. İsveççede ise gökyüzündeki tanrıların yolculuğu anlamına gelir. Fırtına çıkıp şimşek çaktığında yağmur yağar. Bu, Vikingler zamanında çiftçiler için hayat memat meselesidir. İşte bu yüzden Tor bereket tanrısı olarak adlandırılır.
Bir ok güç kazanmadan ya da herhangi bir etki yaratmadan önce, hedefi nişan alacak bir biçimde geriye doğru 180 derece çekilmelidir. İşte bu nokta, NEDENin gücünün geldiği yerdir. NEDEN, ileride meydana getirmek istediğiniz şeylere bakıp, o noktaya gelmek için stratejiler bulmakla oluşmaz. Herhangi bir piyasa araştırmasının içinden doğmaz. Müşteriler ya da çalışanlarla yapılan uzun konuşmalar neticesinde ortaya çıkmaz. Tüm bunların tamamen ters yönüne bakıldığında gelir. NEDENi bulmak, bir keşif sürecidir; bir icat süreci değil.
içgüdülerimizle aldığımız kararlar neokorteks'te gerçekleşmezler. Altın çemberdeki NE seviyesine karşılık gelir. Mantıksal ve analitik düşünce ile dilin kontrolünde olan bölgedir. İkinci bölgede limbik beyin yer alır. Bu bölge duygularımızdan ( güven sadakat gibi) sorumludur. Aynı zamanda insan davranışlarını ve karar verme mekanizmasını yönetir. Ancak dili kontrol edemez. Bu sebeple sevdiklerimizin bize hissettirdikleriyle ilgili sözleri kelimelere dökmek oldukça zor. Beynin karar verme mekanizmasını işleten yapı dili kontrol edemiyor. Bu sebeple limbik beyinle verilmiş kararlar daha hızlı ve daha doğru olabiliyor.