Hala olgunlaşmamış sözde kaderci özde çıkarcılar var ne yazık.
Depremi kişiselleştirmeden, doğalcı bir yaklaşımla, yaratılmamış olarak algılayan bir kişi için bu durum etik ya da değerler felsefesinin alanına girecek bir so run oluşturmaz, çünkü sırf onu sıkıntıya sokmak için “kasıtlı olarak” gerçekleştirilmemiştir. Omuzlarını silker ve -kötücül in san merkezli olarak tanımlanabilirse- mevsimleri ve fırtınaları benimsediği gibi kötüyü de benimser. Bir sel ya da bir kaplanın güzelliğine, ölüme neden olmadan önce, hayran olabiliriz. Bun dan haz almak bile olanaklıdır. Doğal olarak, insanın bu tutumu benimseyebilmesi kendine zarar veren insan eylemleri karşısın da çok daha zordur. Yine de zaman zaman olabilir ve insan olgunlaştıkça bu olasılık da artar.
Herkeste olması gereken bir değer olan dürüstlüğün günümüzde "meziyet" haline gelmiş olmadı düşündürücü değilmidir?
Modernistler, dinin insanlık hayatındaki etkisini yitirdiğini, laikteştikçe insanlığın dine ihtiyacı kalmadığını ileri sürerler. Fakat postmodernizm, dinin insan davranışlarının belirlenmesinde merkezi bir rol oynadığını göstermiş, din öğretilerinin en ateist insanın davranışlarında bile belirleyici rolü olduğu görülmüştür. Mesela yalan söylememek, verilen sözü tutmak gibi öğretiler, kültürel olarak intikal eden dini miraslardır.
"İnsani değerler" denilen birçok şey, din kaynaklıdır ve asırlardır insanlığa öğretilmeye çalışılmaktadır.
Sayfa 353Kitabı okudu
Çağımızda insanı strese açık tutan en önemli şey, amaçsızlıktır.
İnsanların birbirleriyle ilişkilerinde iki türlü iletişim söz konusudur. Birisi, duvar örmek; diğeri köprü kurmaktır.
Duvar ördüğümüz insanla aramızda güvensizlik söz konusudur ve duvar örerek ondan gelecek tehlikelere karşı kendimizi korumaya alırız.
Köprü kurma yaklaşımında ise muhatabımıza, onun dostu olduğumuz mesajını veririz.
Bu aynı zamanda “Seninle iletişim kurmak istiyorum, benden sana zarar gelmez” anlamı taşır.
Sayfa 154Kitabı okudu
Şahsiyeti oluşturan üç temel vardır ; sorun çözme stili, iletişim tarzı ve düşünce biçimidir
Nilüfer çiçeğinin batakalıktaki çamuru emerek güzel koku yayması gibi, toplumdaki menfilikleri de, iyi değerleri ikame ederek ortadan kaldırmak gerekmektedir
Fedakarlığın zıddı bencilliktir
Fedakarlık yapan kişi bunun karşılığını beklerse, muhtemelen hayal kırıklığı yaşar. Bu nedenle kişinin yaptığı iyiliği unutması gerekir; ancak bu, hayli fazilet gerektiren, zor bir eylemdir !...
Sayfa 174
Son yıllarda hiperaktif tanısı konulan kişilerin sayısında artış olduğu gözlenmiştir. Artışın önemli sebeplerinden birisi, hiperaktiflerin hatırı sayılır bir kısmının, yetiştirilmeleri esnasında; sosyal sınırların öğretilmemesinden kaynaklanan, sosyal bilincin güdük kalmasının sonuçlarını yaşamalarıdır..
Sayfa 137