Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Çaşıt nasıl olur ? -Çaşıt Rum'dan olur,Frenk'ten olur,Çıfıt'tan olur ama sen onu tanıyamazsın. Çünkü o Türk kılığına girer.
Deli Kurt,atının üstünde dimdik duruyor, dervişlerin bir ağzından tekrarladıkları sözün ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Dervişler biraz daha yaklaşınca ne dedikleri anlar gibi oldu : ''La ilahe illallah'diye bağırıyorlar,bunun arkasından bir şey daha söylüyorlardı. Bunun da 'Muhammeden Resullullah' olması lazımdı,ama pek benzemiyordu. Deli Kurt dikkat kesildi. Dervişler biraz daha yanaştılar. O zaman bu ikinci sözün ne olduğu anlaşıldı. Herifler 'Baba Resullullah' diye haykırıyorlardı. Bu ne biçim Müslümanlıktı? Bu 'Baba' kimdi? Deli Kurt o zaman Çakır'a hak verdi. Bunlar Müslüman falan değil,bir takım deli bozuk serserilerdi. Zaten öyle olmasa bir Yahudi dönmesinin arkasından giderler miydi?
Çakır'ın öfkesi yatışmıştı : - Şarapla pekmezi ayıramayacak kadar alık mısın ? - Yok ağam ! Yeryüzünde Eflatundan sonra en akıllı adam benim ama telaşla pekmez yerine şarap alıvermişim. Renkleri çok benziyor da.. Hem ikisinin da aslı üzüm olduktan sonra.. Zarar etmez.
Bunun için mi sıkılıyor,uykusu kaçıyordu ? 'Gökçen senin neyin ' diye kendi kendine sordu. Hiç...Yabancı bir kız,bir çoban kızı...Bu bunalma Gökçen için olamazdı. Deli Kurt gönlünün içinden fışkıran ateşi söndürmeye çalışarak bir sebep bulmaya uğraşıyordu. Acaba kızın gözlerini görmeden döneceği için mi üzgündü ? Gözlerinin önünden hep Yassı Tepe geçiyordu. Yeşillikle koyunlar...Tadına doyum olmayan o kaval sesi...Sonra Gökçen'in sorusu : 'Neden geç kaldın ?'
Kara Çoban, dikkatle Deli Kurt'un yüzüne bakarak fikrini söyledi : - Osmanlı'nın da bizim gibi adam olacağı hiç aklıma gelmezdi. Ben onları canavar sanırdım. Balaban cevap verdi : - Bir tokatla adam öldürmek canavarlıksa dediğin doğru. Arkadaşlığa gelince Osmanlılar güvenilir kişilerdir. Bununla Osmanlı sözü kapanmış oluyordu.
Ya bu gizli bilgileri kimden öğrendin ? - Bu bizim soyumuzun bilgisidir. Bize Irkıloğlu derler. Yağmur yağdıran taş da atalarımızdan kalmadır. Kadın büyük bir yakınlık göstererek her soruya cevap verdikçe Deli Kurt'un güveni artıyordu.İçinde düğüm olan soruyu sordu : - Bacım ! Sen gerçekten Müslüman değil misin ? - Oğul ! Siz Osmanlılar da Karamanlılar gibi insanın yüreğindeki nesneye mi karışırsınız ? Müslüman olup olmadığımı niye soruyorsun ? Türk olduğum yetmiyor mu ? - Yanlış anlama bacım. Niçin Müslüman değilsin diye sormuyorum. Müslüman değil misin , değilsen nesin diye soruyorum. - Müslüman değilim. - Nesin ? - Türküm dedim ya ... - Ben de Türküm ama Müslüman’ım da ... Senin dinini öğrenmek istiyorum. Kadın bir zaman sustuktan sonra şu cevabı verdi : - Biz insanları dinlerine göre değil ,soylarına göre ayırırız.
Biri Osmanlı sipahisiydi. Bir tokatta adam öldürür, bir kılıçta kelle uçururdu. Öteki Türkmen Beğiydi. Bir yumrukta boğayı çökertir, bir vuruşta demir kalkanı ikiye biçerdi. Fakat işte kılıçları kırılmıyordu. Çünkü çifte su verilmiş çelikten olan kılıçları en büyük ustaların elinden çıkmıştı. Biri Türkmen kılıcıydı, biri Osmanlı kılıcı...
Semendire haziran sonunda kuşatıldı. Bu Sırb'ın bir akçalık bile değeri yoktu , ama sağlam kalenin ardında bütün ordusunu toplamış olduğu için dayanıyordu. Yoksa Sırp Sındığı'nda , Kosova'da yaptığı gibi meydan savaşına çıksa bir iki saatte isi bitirilir , ordusu yok edilirdi. Zaten şu Rumeli'deki milletler arasında dayanıklı hangisi vardı ki ?.. Ama Macar'a gelince iş değişiyordu. Hele atlısı pek yaman , gözü pek oluyordu. Bu yüzden değil midir ki , şairin biri Macarlar için : Kafirde yiğit varsa eğer sade Macardır , Hem kendi yavuz , hem atı eskin ve acardır. demişti. Doğrusu Türkle Macar çarpıştığı zaman savaş savaşa benziyor , tadına doyum olmuyordu.
- Çakır'le Evren nerede ? Deli Kurt , başını önüne eğdi : - Sen sağ ol ana. Şehit oldular ! Kadın birkaç an , söylenenin manasını anlamamış gibi Murad'a baktı. Sonra gözlerinden buruşuk yüzüne iki damla yaş inerken : - Allah devlete , millete zeval vermesin. Kaç kere şehit anasıyım , dedi. Gözlerinde çoğalan ve iyi görmesine engel olan yaşları eliyle sildikten sonra sözlerini tamamladı : - Öz oğlumla süt oğlum şehit olduysa Allah , ahiret oğluma ömür versin.
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok beğendim. Herkese tavsiye ederim. Özellikle Gökçen Kız'la Deli Kurt'un aşkları ve kavuşamaması beni çok üzdü. Tarihi roman sevenler için çok iyi kitap.
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015,6bin okunma
Anası tek başına söyledi: "Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır." Babası fısıldadı: "Asıl ölüm unutulmaktır." Amcası ilave etti: "Unutmak da ölmektir. İsa Beğ devam etti: "Hayat birkaç hatıradır." Bala Hatun bitirdi: "Hayat ölümün başlangıcıdır." Çakır farkına varmaksızın elindeki Kur'an'ı açmıştı. O zaman beş hayalet birden tekrarladı: "İnsan anıldıkça yaşıyor demektir."
Sayfa 43 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
"Birbirinizi severseniz gözlerine bakarsın. Hiçbir şey olmaz. Sevgi körleşmeye başlayınca gözler ağulanır. ."
Sayfa 147 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Bu kadar güzel gözlere bakmak, sonra da ölmemek...
Sayfa 173 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Gönül, kader adında Bir tuzağa atılmış. Gönül birçok duygudan Ve oddan yaratılmış Yasa neymiş anlamaz; Tasa çeker, inlemez, Gönül ferman dinlemez, Çünkü aşka satılmış. Gönül için acı ne? Her söz gider gücüne. Gönüllerin içine Biraz ağu katılmış...
Sayfa 174Kitabı okudu
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitabı okumakta geç kalmışım gerçekten. Atsız'ın kitabı olur da sevilmez mi? Tabiki çok sevdim. :) Gökçen ismine artık çok farklı bir gözle bakıyorum. Ne de güzel isimmiş. . Deli Kurt ile Gökçen kızın aşkı bende iz bıraktı. Deli Kurt'un kahramanlıkları tüylerimi diken diken etti, beni çok etkiledi. Bu kitapla birlikte resmen o dönemin içine giriyorsunuz. Film izler gibi kitap okuyorsunuz. Atsız'ın daha çok ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka okunmalı. :)
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015,6bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.