Fâtiha'daki İlimler
Bizi dosdogru yola hidayet et(اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ)(Fâtiha, 6). إهدنا ifadesi hidayet istemekten ibarettir. Hidayeti elde etmenin iki yolu vardır. Birisi, delil ve hüccet vasıtası ile marifeti istemektir. Diğeri, bâtını temizlemek ve nefs terbiyesi ile marifeti istemektir. Delille marifet kazanmanın yolları sınırsızdır. Zira gök ve
Sayfa 7 - Huzur Yay. 1. Baskı: 2020, 1. Cilt
Fâtiha'daki İlimler
"Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım dileriz(اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ)(Fatiha, 5). "İbadet", amire tazim maksadı ile, emredilen işi yerine getirmekten ibarettir. Bu âlemin, güç yetirilen sayısız şeylere kâdir, sınırsız malomatı bilen, her türlü ihtiyaçtan âzâde, kullarına bir takım şeyleri emredip bir
Sayfa 6 - Huzur Yay. 1. Baskı: 2020, 1. Cilt
Reklam
- İnanma, canım. Zorla kim kimi inandırmış ki? Üstelik, hiçbir delil -hele elle tutulur olanları- kişiyi inandıramaz bir şeye. Foma, dirilen İsa'yı gördüğünden değil, inanmak istediği için inanmıştı.
Sayfa 806 - İletişim Yayınları
Gazi'nin çocukluk hatıralarına baktığımız zaman onun her zaman asker olmak istediğini görüyoruz. Evladından ayrılmak istemeyen bir anne olan Zübeyde Hanım'dan gizli olarak askeri okul imtihanına girmiş ve kazanmıştır. Hatta annesini ikna etmek için babasının ona emanet ettiği bir kılıcı da delil göstermiş, asker olmasının babasının vasiyeti olduğunu belirtmiştir.
Az şey, çoğa delil olduğu gibi; damla su, bolluğa delildir.
Özgürlüklerini düzenleme ödevlerini yerine getirerek eylemlerini gerçekleştiren Batılıların, iftira atan metinleri delil gösterirken, alaycı ve aşağılayıcı resim ve karikatürleri yayımlarken aynı titizliği gösterdiklerine şahit olmuyoruz. Oysa din ve söze dair uygulamalara dair tutumları gereğince, bu tür kendini temize çıkarma tavrını Müslümanlarda görmek mümkün değildir.
Reklam
- Bazen gözlerimi kapatıp şöyle düşünüyorum kendi kendime: "Herkes inanıyor, peki ama nereden doğdu bu inanç?" Bazı kimseler, bu inancın ürkünç birtakım doğa olaylarından doğduğunu, aslında böyle bir şeyin olmadığını savunuyorlar. Doğruysa, diye geçiriyorum içimden, ya doğruysa, ömrüm boyunca inandım, ölünce öte yanda hiçbir şey olmadığını görürsem... Bir yazarın dediği gibi, mezarımın üzerindeki "dulavratotlarından başka bir şey kalmaz" ise geriye... Ürkütücü bir şey bu! İnancımı yeniden nasıl kazanabilirim? Zaten küçükken inanıyordum sadece, o zamanki inancım da bilinçsiz, körü körüne bir inançtı... Neyle, neyle kanıtlanabilir bu? Ayaklarınıza kapanmak, sormak için geldim size. Bu fırsatı kaçırırsam ömrümün sonuna dek bir daha hiç kimseye soramam. Neyle kanıtlanabilir bu? Beni inandıracak bir delil yok mu? Ah, çok mutsuzum! Durup çevremdeki insanlara bakıyorum, hiç kimse düşünmüyor bunu, bir tek ben acı çekiyorum. Dayanılmaz bir acı bu, öldürücü bir acı! - Haklısınız, dayanılmaz bir acıdır. Ama kanıtlamak olanaksızdır bunu, kendi kendinizi inandırabilirsiniz. - Nasıl? Neyle? - Yararlı bir sevgiyle. Yakınlarınızı yürekten, bıkıp usanmadan sevmeye çalışın. Sevgide başarı gösterdiğiniz ölçüde Tanrı'nın varlığına, ruhunuzun ölmezliğine inancınız artacaktır.
Sayfa 108 - İletişim Yayınları
Siz evlenmenin temelinde aşk olduğunu iddia ediyorsunuz. Ben ise, seks aşkından başka bir aşkın varlığını şüpheyle karşılıyorum. Siz ise benim bu iddiama karşı, evlilik kurumunun henüz iflâs etmediğini delil gösteriyorsunuz. Fakat bugünkü evlenmelerin hepsi yalan dolandan ibaret
GÖRÜP DÜŞÜNEN ANLAR
Ayet, çevremizdeki doğal fiziksel olayları, zirai üretimleri ve daha birçok unsuru hatırlatarak insanları Allah’ın kudreti hakkında düşünmeye davet etmektedir. Bu, Kur’an’da daha çok ölümden sonraki dirilişe bir delil göstermek için yapılır. Kupkuru toprağı yağmurla sulayan ve oradan bitkiler, yiyecekler çıkaran Allah’ın, yeniden diriltmeye de gücü yeter. Buradan, çorak bir araziye düşen ve oraya can veren su misali, İslam’ın hikmet yüklü mesajlarının da iman ve rahmetten yoksun kalmış kalpleri yeşerteceğine dair bir mesaj çıkarılabilir.
Sayfa 21 - DibKitabı okuyor
Yusuf Suresi 39. ve 40. Ayetler
Yâ sâhibeyi-ssicni eerbâbun muteferrikûne ḣayrun emi(A)llâhu-lvâhidu-lkahhâr(u). Mâ ta’budûne min dûnihi illâ esmâen semmeytumûhâ entum veâbâukum mâ enzela(A)llâhu bihâ min sultân(in)(c) ini-lhukmu illâ li(A)llâh(i)(c) emera ellâ ta’budû illâ iyyâh(u)(c) żâlike-ddînu-lkayyimu velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn(e) “Ey benim hapishane arkadaşlarım! Çeşit çeşit düzme tanrılara inanmak mı daha iyi, yoksa tek olan ve bütün varlığı kudretine boyun eğdiren Allah’a inanmak mı? Allah’ı bırakıp da kendilerine taptığınız şeyler, sizin ve atalarınızın uydurduğu içi boş birtakım isimlerden ibarettir. Allah onların tanrı ve mabud olabileceklerine dair hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm verme yetkisi yalnız Allah’a aittir. O da, kendisinden başka hiçbir varlığa kulluk yapmamanızı emretmiştir. İşte doğru olan tek din budur; fakat insanların çoğu bunu bilmez.”
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.