Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok uzun zamanlardan bu yana, devamlı baskı , yasak ve tehdit altında yaşayan bir dilin kelamı hep acı ve hüzün mü oluyor ? Niçin bu, hiç değişmeyen bir kader oluyor? Devamlı rencide edilen, devamlı ölüm tehlikesini hisseden, devamlı gelişmesi engellenen bu dil, güzelliklerini, zenginliklerini değer ve erdemleri mi acı ve hüzün aracılığıyla mı dile getiriyor ? Acı ve hüzün onun gücü, kuvveti mi oluyor ?
Wey felekê, çiqas îro li min bûyi xayin e, le felekê... Serê sibê bi zerayê tavê re xwe bi Sîpanê Xelatê digihîne, Siyabendo lo...
Reklam
Tanrı bu kadar da insafsız olabilir mi ? Bu denli de yoksulluk olur mu ?
Kelam, orada bir korkuyu cesarete, bir yıkılmışlıǧı direnişe, bir yok oluşu umuda götürürdü...
" Dengbej; insana, insanlığa bir dil; kimlik, tarih, benlik, bellek ve ses, nefes; insanı, insanlığı, insani anlatıyı, çağlar boyu kesintisiz bir çağlayan haline getiren kaynaktır."
Acaba Alihan, Sîpanê Xelatê yerine "lo lo Süphan Dağıyo lo lo..." deseydi, yine aynı ev, yurt, mekan duygusunu yaşayabilecek miydi?
Reklam
Dengbejim, çirokbejim Ape Quado, eşine az rastlanır ciddi bir tehdidin altında ki bir dilin, kapalı yaşayan, neredeyse dünya ile hiçbir ilişkisi olmayan fukara bir toplumun belleğiydi. Ape Quado, aklın ve düşüncenin sesi, ruhun ve vicdanın Kelamıydı.
Sayfa 31
Sesin Gamlı insanların gözyaşlarını Ayrılıklarını sıcak selamını Kırık kalplerin çığlığını Hatırlatıyor bana Kavalımsın sen Yurtsuzların sesi, kavalım benim... *Ehmedê Fermanê Kiki
Sayfa 106Kitabı okudu
Hüzün; yüreğin, ruhun terbiyecisi.
Sayfa 94
"Hüzün; ruhun terbiyecisi. Hüzün; direnen bir dilin yaşam kaynağı. Hüzün; en çıplak, en ince, en yakın duyguların yaşandığı mekan."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.