Raskolnikov
@deniz19077373
Sen kimsin? Adaletin yakın gözlüğü mü?
Öğretmen.
786 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
"Niye bu katılık, bu güvensizlik, bu nefret?..."
Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır !
Türk erkekleri önce annelerinden babalarından dayak yiyerek yetişiyor, çocuk yaşta cinsel organlarının ucunun usturayla kesilmesiyle cinsel bir travmaya uğruyor, sonra okulda, askerde, maçta dayak yiyip duruyorlardı.Bu da özgüven diye bir şey bırakmıyordu onlarda
Okur Takip Önerileri
Kadınlar ne kadar güçlenirse güçlensin burası 'erkek' bir ülkeydi..
Toplum olarak, sessiz bir sözleşmeyle susma kararı alınmış, yaşananlar genç kuşaklara aktarılmamıştı. Bu iyi miydi kötü müydü bilemiyorum. Hiç kimseye düşman olmadan yetiştirilmiştik. Bu işin iyi tarafıydı ama bir de geçmişimiz konusundaki korkunç cehaletimiz vardı..
Hiçbir ana, çocuğunu doğurduğunda onun bir gün öldürülebileceğini düşünmüyordu. Her insan, yaşlanacağını ve hayatını doğal bir ölümle sonlandıracağını sanıyordu ama yüz milyonlarcası başka insanlar tarafından öldürülüyordu.
Türkiye’de hemen her konuda, her kurumda sorunların çözülmesinden çok üstünün örtülmesine öncelik verilmesi..
İstanbul vefasız bir sevgiliye benzer... Sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin..
Hem Müslüman hem Katolik hemde Yahudiydim yani insandım
Ne haksızlıklar oluyor bu ülkede. Adam öldürenler serbest bırakılıyor, tecavüz edenler bir iki sene yatıp çıkıyor.
Cehenneme giden yollar iyiniyet taşlarıyla döşenmişti.
Bir kız çocuğu büyümez,
kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez.
Ne garip bir ülkede yaşıyorduk, her evin bir sırrı, bir hikayesi vardı..
Ona karşı, nedenini bilmediğim bir öfke duyuyordum ve bunu tarif edemiyordum
Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünkü ben bu şehirde olgunlaştım
'Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini.Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir. Ama değişim yaşar. Hayat o kızı sürekli değiştirir