Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Raskolnikov

Raskolnikov
@deniz19077373
Sen kimsin? Adaletin yakın gözlüğü mü?
136 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov’un okuduğum ilk eseri ve son eseri olmayacağı kesin.. Yazarın eserleriyle bu denli geç kaldığım için kendime ayrı bir sitemde bulundum.. Kitabımıza gelecek olursak son zamanlarda okuyupta olayların içinde kendimi bu denli hissettiğim bir kitap olmamıştı. Baş karakterler tolgonay ve biricik gelini aliman.. 2 Dünya savaşı patlak vermeden önce mutlu bir aile tablosunu çizen yazarımız toprakla iç içe olan ve bundan büyük Kıvanç duyan adı sanı duyulmayan bir köy ahalisinin hikayesi. Savaş çanları çalmaya başladıktan sonra tolgonay eşini ve 3 oğlunu aliman ise eşini cepheye göndermek zorunda kalır büyük korku ve telaşlarla savaşın bir an önce bitmesi adına dua eden ve geri dönmelerini dört gözle bekleyen sulu gözler .. Savaş bitmedi ve kimse geri gelmedi... Savaşın yıkıcı tablosunu mühtiş imgelerlerle iliklerinize kadar hissedeceğiniz ve aynı zamanda Tolgonay ve gelininin dul kalışlarından sonra yaşama dair dirençlerine hayranlık duyacağınız bir eser. Savaşın anlamsızlığına geride bıraktığı tahribata odaklı bir eser olarak göze batsa da okuyucuyu kendisine hayran bırakan kadınların metanetine de tanık oluyoruz özellikle aliman.. Ah Aliman ah! ...
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,5bin okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Jack london’unun okudum ilk eseri .. Kitabı anlatmaya nasıl başlamam gerektiğini doğrusu bilmiyorum fakat giriş mahiyetinde şu cümleyi kurmakta bir absürtlük görmüyorum; Tarih boyunca insanlık arasında ki sınıfsal ayrıklıkların çarpıcı yanlarını çarpıcı ve o denli gerçekçi yapısını gözümüze sokan bir yanı var eserin. Demir ökçe( oligarşi) bütün olanaklarıyla işçi sınıfının üzerinde kurduğu emek sömürüsünü, ekonomik uçurumunu iliklerinize işletecek bir yalınlık ve evrensel yanlarıyla anlatmıştır. Everhard( anlatıcı) oligarşik sınıfa mensup, dıştaki dünyanın sefaletini görmemiş daha sonra Ernstle tanışmasıyla yaşamını tümden gözden geçiren sorgulayan ve nihayetinde kendini işçi sınıfınının davasına adayan bir noktada bulmuştur ve bu geldiği noktadan bir daha dönmemek üzere toplumsal sahada işçi sınıfının uğradığı ayrıma, haksızlığa,adaletsizliğe ve emeklerinin sömürüsüne karşı mücadeleye adıyor ömrünü . Yüzyıl öncesine dayalı bu eseri bitirince bir kabustan geri dönüş olduğunu düşünebilirsiniz fakat hiçte öyle değil bu aslında anlattığı şey 21 yy da halen sürmekte olduğunu kendi yaşamınıza bakarak anlayabiliyorsunuz. Milyonların açlıkla mücadele edip küçük bir azınlığın milyonların emeği üzerinden kurdukları dünyaya öfke duyuyorsunuz. Yaşamı boyunca bu tarz konulardan bihaber olan bir insan dahi eseri bitirince bu eşitsiz ve kokuşmuş sistemin korkunç yanlarını görüyor ve kitabın satır aralarında hissediyor.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,8bin okunma
118 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hugonun okuduğum ilk eseri oldu, bir idam mahkumunun, idam gününe giden yolda iç dünyasının nelerle cebelleştiğini anlatmakla beraber yaşadığı dönemin toplumunu idam karşısında olan duyarsızlığına hatta sevinç ve eğlence olarak görmesine sert bir eleştiri niteliği taşıyor. Evrensel yanıyla bakıldığında bir insanın suçu ne olursa olsun cezası idam mı olmalı demeden edemiyorsunuz , diğer yandan işlediği suçun bir insan hayatının mahvına neden olmuşsa(taciz,tecavüz vb) onu ortadan kaldırmak çok mu yanlış diye sormadan edemiyorsunuz. Doğrusu ben eseri bitirirken çok muallakta kaldım bu sorular karşısında yine de son olarak şunu demeden edemedim; bir insanın işlediği suç ne olursa olsun , işlediği suçtan ziyade onu suça sürükleyen şartların,zorlukların neler olduğunu bilmek şart diye düşündüm. Zira yönetimler bireyleri bir katile bir hırsıza , bir tacizci yahut tecavüzcüye dönüştürebilir verdikleri eğitimle ! Topluma empoze ettikleri yada zorladıkları düşüncelerle..
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Emma goldman yahut herkesin bildiği ismiyle “kızıl emma ”.. Bütün otoriterlerin korkulu rüyası anarşizm uğruna feda edilmiş bir yaşam. Goldman’ın okuduğum ikinci eseri oldu, kendisi anarşizmin savunuculuğunu ölene dek sürdürmüş ve bütün egemenlere baş kaldırmıştır. Din,ahlak,devlet,tabulaşmış geleneksel normlar, evlilik, aşk, hemen her şeyin insan yaşamını çürüttüğünü yozlaştırdığını eserinde anlatıyor, üniter yapı dahilinde var olan her şeyin bu kokuşmuş sisteme nasıl hizmet ettiğini ve bu hizmet devam ederken insanlığın özgürlüğünden , tutkularından, Özgür yaşamdan ne denli uzaklaştığını ve yabancılaştığını sert ve acımasızca eleştirip kurtuluşu biat kültürünün tamamıyla yok olacağına inandığı anarşizmle yok olacağını anlatıyor eserde. Tabulaşmış bütün kalıpları yıkan ve insanın sahip olduğu bütün ilkeleri yeniden gözden geçirmemize neden olan sarsıcı çözümlere çokça yer vermiştir. İyi okumalar diliyorum herkese.
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim DeğildirEmma Goldman · Agora Kitaplığı · 20061,429 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
68 sayfalık bir eser görünürde basit bir konu bekliyorsunuz olay örgüsü nasıl başlayıp bitebilir ki demeden edemiyorsunuz. Fakat kitaba başlar başlamaz kendinizi sayfalarının aralarında görmeye başlıyorsunuz. Altıncı koğuşa andrey yefimiç adlı doktorun gelmesiyle olay örgüsü başlıyor bu küçük kasabada doktorumuz etrafında sohbet edecek tek bir insan bulamaz ve bundan rahatsızdır akıllı biriyle sohbet etmenin yokluğunu, acısını çekiyor, bundan ötürü hastalarıyla sohbet etmeye başlıyor ve olaylar okumuş kültürlü olan İvan dimitriçle devam ediyor, ikilinin arasında başlayan felsefik tartışmalar sizi sohbetin içine alıyor ve yer yer sizi sorguya itiyor. İvanın içinde bulunduğu durumu kabullenmemesi, adaletsizliğe ve çürümüşlüğe terk edildiğini dile getirmesi insanda hangimiz akıllı yahut hangimiz bu hastaneye kapatılmalı sorusuyla baş başa bırakıyor, bunların etkisinde kalan doktorumuz hak verir fakat hiçbir şey elinden gelmez ve doğrusu var olan bu çürümüş kokuşmuş koğuşta düzenin değişmesi içinde pekte çaba sarfetmez . Doktorumuz bir süreden sonra düzeni benimseyenler tarafından hasta ilan edilip tedavisini yapmakla yükümlü olduğu hastaların içinde bulur kendini bu süreci anlatmamak yeni okuyacaklar için daha iyi yoksa okuma gereği kalmayabilir zira küçük bir eser . Rus edebiyatının dünya edebiyatına neden öncülük ettiğini kanıtlayan bir eser daha sıkmadan sürükleyici ve didaktik .. iyi okumalar dilerim herkese.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270bin okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
Wildenin okuduğum 4 eseri oldu ve yazarı ezici bir çoğunlukla anlamanın eşiğine geldiğime inanıyorum zira bu eseri tümden bir mektuptan oluşsada kendi yaşamına ve karakterinin tümüyle nasıl oluştuğuna dair izlenimlere sıkça yer vermiştir. Homofobik bir insana öncelikle söylemeliyim ki bu eser iyi gelmeyebilir zira mektubu yazdığı kişi bir erkektir her ne kadar dost diye hitap etsede yazarın eşcinselliği yüzünden dönemin toplumu tarafından dışlandığı ve hapis yattığını yazarı biraz olsun tanıyanlar bilir. Uzun soluklu bu mektupta aşık olduğu adamın onu ne denli yüz üstü bıraktığını, maddi yönden üzerinden nasıl geçindiğini kendisini Nasıl sömürdüğünü aşağıladığını bütün çıplaklığıyla cesurca dile getirmiş Wilde. Okurken bir yazar, bir deha nasıl olurda bunların farkında olup bunlara müsade eder diye sormadan edemiyor, fakat Wilde bütün bu kötücül durumlara ve sonu hapse varan düşmancıllığa rağmen kendisini affetmeyi yüce gönüllük olarak görüp affedeceğini söylüyor ve bu durumu da kendisi için “zaafım” olarak nitelendiriyor. Bütün yaşamını sanatını dehasını bir adam uğruna hiç edecek kadar yüce bir gönüllülük! Akıbetinde insan yazarın yaşadığı acılar için “ haketmiş “ sonucu çıkarıyor, ve yine sonuç olarak yazar temelde bize şunu öğretiyor ; insanın temel yapısı iradesinden geliyor ve bu iradesini ne uğurda olursa olsun birinin hükmüne teslim etmemeli diyor. Okurken yazarımıza hem çok kızacaksınız hemde yazarın içinde bulunduğu bu durum için aşk mı? Fedakarlık mı? Aptallık mı? Vb sorular yönelteceksiniz kendinize..
De Profundis
De ProfundisOscar Wilde · Can Yayınları · 20173,873 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Herşey Dorian grayın arkadaşı olan basilin portreyi çizmesiyle başlayıp daha sonra basilin arkadaşı olan lord henryle tanışmasıyla devam ediyor.. Ne muazzam başlangıç ama! Oscard wilde'nin bu ilk ve son romanında estetiğin ,edebiyatın, hedonik anlayışın , dinin ve ahlaka dair bir çok çözümlenmesini ve aforizmasına tanık oluyoruz. Romanın baş karakteri olan gray öylesine yakışıklı öylesine temiz ruhlu ve saf ki tanıyan herkes gözünü ondan alamıyor fakat basilin onun portresini çizmesiyle herşey tepetaklak oluyor gray portre için" bu portre hep genç kalacak oysa ben yaşlanacağım " keşke tam tersi olsaydı bunun için ruhumu dahi şeytana satardım diye serzenişte bulunuyor zira eserin sonlarında öyle de oluyor, o saflığın, iyi yürekliliğin, yerini artık katil olmuş bir yürek kalıyor .. lord Henry karakteri romana mühtiş bir sürükleyicik katmış ve her cümlesi üzerinde düşünelisi ve tabir yerindeyse kütüphane gibi konuşuyor söylediklerinin hepsine katılmazsanız dahi sizi bir iç muhakemeye itiyor ve derinden sarsıyor. Son zamanlarda okuduğum en sürükleyici eser oldu abartısız her sayfasını heyecanla okudum bitmesiyle içimi büyük bir hüzün kapladı. Mutlaka okunmalı, eser için çok daha şey söyleyebilirim fakat daha da gizemini açığa çıkarmak istemiyorum. Herkese iyi okumalar
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373,2bin okunma
78 syf.
·
Puan vermedi
“Bu kadarıyla Prometheus politik piyesin Ta kendisidir” ... ön sözünde okuduğum bu cümlenin ne anlama geldiğini eseri tamamlayınca iyice kavradım, göklerin sahibi zeus ve Prometheus arasında gelişen bir savaş.. Prometheus insandan yanadır , baş eğmeyen köleliği benimsemeyen ateşi tanrılardan çalan , tanrıları aldatandır! Zeus, promethusun insandan yana olan tavrından ötürü Onu zincire bağlar ve sonsuz işkencelere maruz bırakır , Prometheus günümüz diliyle tam bir devrimcidir , Zeusun despotluğuna karşı başkaldırandır,direnişçidir, gücün , hakimiyetin değil aklın Özgür düşüncenin bilincin daima kazanacağını bütün işkencelere rağmen savunur ve onu bu duruşundan ötürü caydırmak isteyenlere karşı da öfkelidir. Zeus’un kölesi olan hermese şöyle seslenir; “BİL Kİ SENİN KÖLELİĞİNE DEĞİŞMEM BAŞIMA GELEN BELALAR BELASINI”... Prometheus iyilikten özgürlükten, Özgür düşünceden yanadır başına gelecek olan işkenceleri bilerekten bile isteye tanrılardan ateşi çalıp insanlara teslim etmiştir...
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Wildenin okuduğum ikinci eseri.. okurken gözlerim dolmadı değil, idama giden bir adamın öyküsü.. müthiş dizeleriyle insan ruhunu derinden sarsıyor! “ herkes öldürür sevdiğini” bu cümleler Tuncel Kurtizden duyan çoktur, ama çoğu bilmez şiirin Wilde ye ait olduğunu ve aslında trajik bir hikayenin anlatıldığını..
Reading Hapishanesi Baladı
Reading Hapishanesi BaladıOscar Wilde · Artshop Yayıncılık · 20163,907 okunma
435 syf.
·
Puan vermedi
Gorkinin 3 leme eserlerinden ikincisi ... Eser bize 19 yüzyılın Rusya’sında toplumsal olayların derin analizini anlatmış, romanın baş kahramanı maksimiç küçük yaşta anne-babasını kaybetmiş ve dedesinin zoruyla iş dünyasına atılmıştır , maksimiç çok farklı iş alanlarında çalışıp çalıştığı tanıdığı insanların topluma, dine , tanrıya, kitaplara olan bakış açılarını realist bir şekilde dile getirmiştir. Eserin en güzel yanı sürükleyiciğini hiç yitirmemesiydi, baş karakterin türlü türlü insanlara tanışmasına rağmen bildiklerinden ve masumluğundan ödün vermemesi beni hayran bıraktı, zira bireyin şekillenmesi hele 15 yaşında ise bu birey toplum tarafından yoğrulması çok daha kolaydır, ama gorkinin kahramanı masumluğunu da insanlığında bırakmadı elden, ve diğer yandan gorkiyi okuyanlar bilir ki sosyalist düşüncesine sahiptir . Bu eserinde de yer yer işçi sınıfına ve köylülere atıflarda bulunuyor. Okumayanlara önerilir. Herkese bol okumalar!
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186,7bin okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
Barışın minik göğünde.
Kitabın daha ilk sayfasını okur okumaz bende büyük bir etki yaratacağını sezdim, Ki öyle de oldu. Doğrusu kitap hiç bitsin istemedim ve ağlamamak için zor tuttum kendimi. Barışın minik yüreğiyle inciye beslediği büyük aşkı tutkusu.. yazarımız çok güzel bir dünya yaratmış , bir çocuğun gözünden düşünmeyi kitap okumayı , yalanı, iftirayı, ve insana dair daha nice vurguya odaklanmış, düşünmenin, kitap okumanın kuş beslemenin, ve uçurtma uçurmanın suç olduğu ve bunun bir çoçuğun gözünden nasıl göründüğünü yalın ama öylesin derin anlatmış ki her bir cümle insanın içine işliyor, eseri bitirirken kendime şunu sordum; güzel olan her şey hangi zaman aralığında kirlendi? .. barışın göğü minikti ama sorduğu sorular çok büyüktü, inciye duyduğu tutkundan bile.. esefle okumanızı öneririm..
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202211,9bin okunma