Derbeder kadınlardan, örümcek kafalılardan, başarısız insanlardan yani muhtemelen kendisi gibi olanlardan nefret ettiğini söylerdi; insanların elleri ceplerinde boş boş dolanmaya hakları olmadığını düşünürdü; bir şey yapmalı, bir şey olmalıydılar...
Sayfa 83 - Kırmızı Kedi yayınevi
“Koşmak zorundasın, devrilen atı vururlar.”
fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına bir güvercin uçurup kıtalar arasından çağırdın beni
Reklam
:D :D Benim de aklım yattı.
"Peki ne yapmış bakalım derbeder Yunan? Bilmezden ne halt etmiş de gökleri başına yıkmış, demekteyim," "Yahu kötü Yunan olup... Ne halt ettiğini nereden bilsin! İyi demekteyim sanıp kaçırmıştır ağzından bir berbatlık... Gazi Paşa' mız da öfkeye binip, 'Getirin şuradan benim çizmeleri!' demesiyle... Savaş dediğin biz de böyle çıkar!" "Tamam, şimdi aklım yattı. Evet, yunan'ı bitirir bu kez... Çünkü çizmeleri ayağına çoktan çektiydi kurban olduğum, Hatay işinde... Demek ki, fransız'ın başına kopacak kıyamet fukara yunan'a döndü.
Kaybolan Sesler
Bir zavallı gibi uzandım yatağıma. Cenin pozisyonuna geldim. Bir elimi yanağımın altına aldım diğer elimi de onun üstüne. Ağlamamalıydım artık. Son gözyaşımın üzerinden daha yarım saat bile geçmemişti. Neden saatler bile yarım diye düşündüm o küçük boşlukta. Küçük zihnim yine kumarını kaybetmiş belli ki. Çıkacak yollar arıyor kendine. Beni bıraktı yine bir başıma. Gerçi ben alışmıştım gecenin bir yarısı yalnızlıklarına. Her şey kenara çekilince ağlama kusmalarına. Derbeder gibi yürüdüm o mecburi hayat yollarında. Verilen rollere bilet kesildiğini bile sonradan öğrendim. Aldılar beni koydular yolun ortasına. Öyle bazen çarpılıp ölmek için dualar ettim. Her zamanki gibi ne istediğimin farkında bile değildim. Değişim olsun da iki kuruş fazla olsun diyip ölüverdim o çizgilerin kenarına. Doymuş gibi mutluluk kırıntılarına burnumu kenara doğru kıvırıverdim. Hiçbir şey istemiyordum artık. Sizin olsun şu mavisi solmuş dünya diye bağırıverdim uçurumun kenarında. Yankılandı geldi kulağıma. Tüm kavgaların sonu sessizlik ya. Bu vazgeçişimde sessiz oldu kurallar gereği. Çokta gerekmiş gibi atıverdim kendimi boşluğa. Vedası kanlı oldu dediler unutuverdiler o kaybolan sesler. Hatice Kübra Tay
Sürdürdüğümüz çelişkili ilişkiler ruhumu derbeder etmişti. Beni bunaltan bu karmaşık sıkıntı, tuz sarhoşluğu etkisi yapıyordu. Nereye gideceğimi bilemediğim karmakarışık tuhaf bir üzüntü. Kimi zaman çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, kimi zaman küstahça gülüyordum ve daha sık olarak da hem gülüyor hem ağlıyordum. Ben bile anlamıyordum.
Sayfa 195 - Jaguar Kitap
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.