Bugün günlerden 20 Mart 1998. Hayatımda yaşayacağım en zor günlerin başlangıcı. Bugün ben ölüyorum ancak hapis hayatı yaşayacak ölü bir kadın hayata merhaba diyor.
Bazı yazarlar vardır ya, ne yazsa okurum dediğiniz. İşte benim için de öyle diyebileceğim yazarlardan bir tanesi Barış Ugar. Kendisinin anlatımı, hayal gücü O kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam. Okurken Bazı yerlerde acaba gerçek olsaydın nasıl olurdu diyebileceğimiz kadar insana derine sürükleyebiliyor. Bana kitabı okuma alışkanlığını kazandıran
Bir anlığına pes etmek istedi.
Her şeyin sona ermesini istedi.
Tüm bu acıların bitmesini ve bir daha acı çekmemeyi istedi.
Şu an hayatında hiç istemediği kadar ölmek istedi.
Açıkçası okurken bazı şeyleri tahmin etmiştim. Yine de çoğu şeyiyle beni ters köşe eden bir kitap oldu. Kurgusu üzücü ama akıcıydı ve çok çabuk bitti.
Yaklaşık 1 saat sonra tüm yatak kanlar içinde iken Derin yavaşça göz kapaklarını kapadı ve uykuya daldı. Tüm hayatı İstanbul'a gelmesiyle bir anda bitti, doğumu da korkunç bir şekilde olan kızın ölümü de bir o kadar kötü oldu. Hayatı henüz yirmi yaşındayken sona erdi.
Ela duyduklarına son vermek istedi ve kulaklarını kapadı. Hemen defter ve kaleme eline alıp bir gün birisine ulaşmaya ümidiyle yaşadıklarını yazmaya başladı.
"Bugün günlerden 20 Mart 1998. Hayatımda yaşayacağım en zor günlerin başlangıcı. Bugün ben ölüyorum ancak hapis hayatı yaşayacak ölü bir kadın hayata merhaba diyor."