...
Beni talan ederler
Dönüp yalan ederler
"Vahşî" soyundan mıdır
"Şimir" huyundan mıdır.
Her kana susayışta
Meni şölen ederler !
Men onu düştüğümüz
Her belâdan tanıram.
Bedir'den, Huneyin'den,
Kerbelâ'dan tanıram...
Bir kudurgan sam yeli
İnsafsızca esmede...
Dün Hüseyni kesen el
Bugün meni kesmede!
...
Dil ince öten olam
Bacanda tüten olam
Kıbrıs yavru vatandı,
Men bala vatan olam.
.
.
''Bir uğultu işitilir...''
Altaylar'dan, Tuna'dan, Karpatlar'dan...
Batı Roma üstüne mahmuzlanan atlardan...
Petöfi, Seni dinliyorum
Davranıp atılırken er meydanına;
"Ya hürriyet ya ölüm", dediğin
Ve ilk kurşunu yediğin
Ânı dinliyorum.
Yirmi altı yaşında,
Bir Moskof savaşında
Verdiğin canı dinliyorum.
Dayadım başımı kanlı göğsüne,
Irkınca soyluluk var yatışında...
Büyük yüreğinin son atışında
Ben, beni dinliyorum.
...
.
Kara günlerinize güneş olsun diyedir
Malazgirt sabahında kınından sıyırdığım.
Kızılelma ufkunu görebilmeniz için,
Çok değildir Bizans'ı canından ayırdığım.
İki bin yıldan beri erdemidir ırkımın,
Rum İmparatorunu affedip kayırdığım,
Tan yeri ağarmadan yüz vurup yağız yere,
Sizin feryadınızdı Tanrıya duyurduğum.
Adını unut; fakat Türklüğünü unutma!
Buydu Türk ordusuna o sabah buyurduğum
...
.
Yol demeyem, yel demeyem, yürüyem...
Göğüs verem, şu dağları kürüyem...
Ben Oğuz'un dediği Gök Börü'yem...
Yine doğum sancılarım tuttu bil !..
Tanrıdağ'da 'kalk' borusu öttü bil !..
.
.
Vatan, bayrak, millet aşkı,
Üflemekle sönebilmez.
Eğer öyle sönebilse,
Dünya böyle dönebilmez.
Hak dilinden anlamayan,
Halka himmet sunabilmez.
Devlet soylu küheylandır,
Muhannesler binebilmez,
Binebilir olsa eğer,
Mazlum âhı dinebilmez .
.
...
Binlerce gelse bin defa
Sürdürmem yurdumda sefa
Şu iki kapı, Moskof’a
Verdiğim son ders kapısı.
Er ola, Dadaş geçine
Düşman girer mi içine
Aziziye, Börteçine,
Hamidiye pars kapısı.
Gözlerde umutlar uçuk,
Dağlar omuzlara göçük...
Ve ardına kadar açık
Bahtımızın ters kapısı.
.