Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Süs düşkünlüğünü, tembelliği de beğenmeyiz; çünkü bunlar aynı hayvanı şımartır, gevşetir, sonunda korkaklığa götürürler insanı
Sayfa 331Kitabı okudu
Tanrısal yanını hiç acımadan, en aşağılık, en kirli yanına köle eden adam nasıl mutlu olabılır?
Sayfa 330Kitabı okudu
Reklam
- İnsanın içindeki kızma gücü de böyle doyurmaz mı kendini? Yükselme tutkusunun azdırdığı kıskançlık, savaşın azdırdığı şeref düşkünlüğü insanları körü körüne, akılsızca, oburca şan zafer kazanmaya, öç almaya sürüklemez mi?
Sayfa 325Kitabı okudu
Duydukları, zevkin kendisi değil gölgeleri, renksiz taslaklarıdır; acıyla yan yana konmadıkça anlamı olmayan taslaklar. Bu yüzden doymaz bir azgınlıkla, çılgınca sevişirler, sevdikleri için cenkleşirler
Sayfa 325Kitabı okudu
-Doğrulukla ilgisi az olan şeyin varlıkla ilgisi de az olmaz mı? -İster istemez. - Öyleyse bedeni doyurmaya yarayan şeyler, toptan, öz gerçeğe, öz varlığa, ruhu doyuran şeylerden daha uzaktır.
Sayfa 324Kitabı okudu
Acı duymak, zevk duymanın karşıtı değil midir? Öyledir tabii. İnsanın ne zevk, ne acı, ne sevinç, ne üzüntü duyduğu bir hal de vardır diyemez miyiz? Diyebiliriz. - Bu iki karşıt duygunun tam ortasında, ruhumuzun her ikisinden de yorulup dinlendiği bir yer vardır sanki
Sayfa 320Kitabı okudu
Reklam
Bilgisevere, filozofa gelince, gerçeği olduğu gibi tanıma, durmadan yeni şeyler öğrenmenin keyfi yanında öteki zevkler için ne der? Bunları asıl istenecek şeyin çok uzağında görmez mi? Zoraki istekler der bunlara ve bunu kelimenin tam anlamıyla söyler; hayat insanı zorlamasa bunlardan vazgeçilebilir demek ister, değil mi?
Sayfa 318Kitabı okudu
Parasever adam diyecektir ki, bilim, şan şeref karın doyurmaz, bunların verdiği zevk para kazanmanın verdiği zevk yanında hiç kalır.
Sayfa 317Kitabı okudu
En kötü insanlara yaranmak isteyen, aşağının bayağısı, kötünün kötüsü olmaz mı?
Sayfa 315Kitabı okudu
“Güreşte olsun, dövüşte olsun, vurmasını bilen, korunmasını da bilir, değil mi? -Şüphesiz. -Hastalıktan korunmasını en iyi bilen, onu başkalarına aşılamayı da herkesten iyi bilmez mi? -Bilir sanırım. -Peki, bir orduyu korumasını en iyi kim bilir? Düşmanın niyetlerini gizlice öğrenmesini, sırlarını çalmasını bilen değil mi? -Elbette. -Demek, bir şeyin en iyi koruyucusu, en iyi bekçisi, o şeyin en usta hırsızıdır da.”
Reklam
“Kendine hakim olmak tuhaf bir deyim değil mi? Kendine hakim olan, kendinin kölesi olmuş olmuyor mu? Kendinin kölesi olan, kendinin efendisi de demektir. Aynı adam hem köle oluyor hem de efendi.”
“-Öyleyse hekimlik, hekimliğin menfaatini değil, bedenin menfaatini düşünür, değil mi ? -Evet. -Binicilik, biniciliğin değil; atların menfaatini. Herhangi bir sanat da -hiçbir eksiği olmadığı için- kendisinin değil, neyle ilgiliyse onun menfaatini gözetir. -Evet, öyle. -Kesinlikle Thrasymachus, sanatlar, ilgili oldukları şeyden daha güçlüdürler ve onu yönetirler.”
“Yasa der ki, dünyada en güzel şey, bela karşısında elden geldiği kadar istifini bozmamak,boşuna bağırıp çağırmamaktır; çünkü başımıza gelenlerin nesi iyi,nesi kötü bilemeyiz, tepinmekle bir şey kazanamayız sonrası için; insanda hiçbir şey o kadar büyütülmeye değmez, üstelik acıya kapılmak, bu kötü anlarda hemen imdadımıza gelecek bir şeye engel olur.”
Sayfa 348Kitabı okudu
“Parayı kendileri kazanmış olanlar ona çok düşkün oluyorlar. onların paraya karşı sevgileri,şairlerin kendi şiirlerine ve babaların kendi oğullarına karşı duydukları sevgiye benziyor. Çünkü parayı bir yandan kendi yarattıkları bir eser gibi; öte yandan da herkes gibi kendi işleri için faydalı olması nedeniyle seviyorlar. Öyleleriyle konuşmak zordur işte; zenginlik dışında hiçbir şeyi övmeye yanaşmazlar.”
"Göğsünü yumruklayarak yüreğine çıkıştı: Dayan yüreğim, bir vakitler daha da kötüsüne dayanmıştın."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.