Bir engelliler haftası ve atan tepem. Oysa söz vermiştim kendime yine Nef'i gibi yazmayacağım diye ama tetiklendim 🤦♀️ Şaire sormuşlar "şair olmasaydın ne olurdun" dlye o da "Şair olmasaydım kesin kahrımdan ölürdüm." demiş. Şair olduğumdan değil yazmazsam ne olur onu da bilmem ama yine de yazayım.
Belki iyi
Bilinen Orhan Pamuk’un aksine daha sade bir dil kullanılarak yazılmış bu kitap. Normalde Orhan Pamuk romanlarında olayın içine girmekte zorlanırdım fakat bu romanda hemen alıştım. Bence herkesin şans vermesi gereken bir roman. Baba-oğul çatışmasını ele alan bir kitap demek yanlış olmaz fakat sadece bu değil. Kitap kapağıma dikkatli bakalım sayın okurlar çünkü karakterimiz tam olarak kapaktaki kadın :) Yer yer şok olduğum yer yer oh iyi oldu sana dediğim bir kitap oldu. Etkisinden çıkamadığımız kitaplar arasına girmesine şaşmamalı. Kitabın hem ilk hem son cümlesine de dikkat edelim lütfen. Böyle küçük ayrıntılar kitabı daha da etkileyici kalıyor.
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir.
Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
ÖZÜR DİLERİZ!
Öğretmenim, inanın bizler tebeşir tozuyla yoğrulup kara tahtaya adını yazdığımız anda yaşıyoruz hala. Küçücük yüreklerimize altın harflerle kazıdığınız en güzel yıllarımızın tadı hala damağımızda geziniyor. Bizler sizin en kıymetliniz olarak kalmak istiyoruz, lütfen merhametinizden nasibini almayan biri için bizi tebessümüz
Yarın sıra bizde. Keyfi gelen gelir, öğretmene hesap sorar. Asar, keser. Günün sonunda sonuç;
" Lütfen üslubumuza dikkat edelim. "
Söylenecek çok sey var ama duyan yok.