Avâm tabakasının ibadetlerle ilgili olan hususların dışındaki meselelerden sormaları edebe aykırıdır. Bununla Allah’ın azabına müstehak olurlar ve böyle konulara girmekle küfür tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
Hz. Ali, övüldüğü zaman şöyle demiştir: ‘Ey Allahım!
Onların bilmediklerini benim için affet ve söylediklerinden dolayı beni sorumlu tutma! Beni onların zannettiğinden daha hayırlı kıl!’
Övülen bir kimseye, kibir ve ucûbun âfetinden şiddetle sakınmak, övgüden dolayı ibadetlerde gevşeklik göstermekten şiddetle kaçınmak düşer. Övülen, ancak kendi nefsini tanıdığı takdirde bu vazifeyi yerine getirebilir.
Nitekim Hâlid b. Mikdad şöyle demiştir: ‘Kim bir sultanı veya herhangi bir kimseyi, kendisinde bulunmayan sıfatlarla şahidler huzurunda medhederse, Allah Teâlâ kıyamet gününde bu kimseyi dehşetten sarkmış diline basıp düştüğü halde haşreder!’
Ammar b. Yasir Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Kimin dünyada iki yüzü varsa, kıyamet gününde o kimse için ateşten iki dil olur.”
Ebû Davud, 4873.