Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.29
1kitapkurduuuu
1kitapkurduuuu
@dilekkkkk
Life makes the best story...
948 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
135 syf.
8/10 puan verdi
Palas Pandıras, kimi zaman takıntıların, kimi zaman da hatıraların yorgun düşürdüğü kahramanlarla dolu. Öyküler, okuyucuyu hayal dünyasının sınırlarında değil, gerçek hayatın sokaklarında gezdiriyor. Sıcacık evlere misafir ediyor, içeriye girdiğinizde yabancılık çekmiyorsunuz. Çünkü o evlerde, yüzlerini görür görmez mutlaka bir yerden tanıdığınız karakterler yaşıyor.
Keyifli okumalar…
318 syf.
8/10 puan verdi
Dedektif Alice Schafer bir sabah belleğinde derin bir boşlukla, binlerce kilometre uzaklıktaki bir şehirde, bluzunda kan lekeleri ve cebinde ona ait olmayan bir kurşunu eksik bir tabancayla uyanır. Kendini Gabriel olarak tanıtan ve en az onun kadar olayın şaşkınlığı içinde olan bir yabancıya eli kelepçelenmiş haldedir. Bu tehlikeli ve gizemli oyunu kendi lehine çevirebilmesi için yapabileceği tek şey, elinde yazılı olan sayıların ne anlama geldiğini çözmektir.
Ancak hatırlamaya çalıştıkça zihnindeki anılar bir yapbozun parçaları gibi dağılır ve Alice, son yaşadıklarının yıllar önce izini sürdüğü bir seri katille bağlantılı olduğunu fark eder.
Keyifli okumalar…
440 syf.
8/10 puan verdi
Başarılı doktor Henry Steadman konuşmacı olarak katılacağı konferansa doğru yol alırken birkaç saniye içinde başına geleceklerden habersizdir. Kırmızı ışıkta geçtiği gerekçesiyle polis tarafından durdurulduktan sonra sorgulamanın boyutu da değişir.
Henry neyin içine düştüğünü anlayamadan olay yerine bir araç yaklaşır ve açılan ateşle bir polis memuru öldürülür. Görgü tanıklarına göreyse katil doktordan başkası değildir. Başka bir cinayetin de üzerine yıkılmasıyla soğukkanlı bir psikopatın, dahice kurguladığı bir labirentin içinde sıkışıp kaldığını anlayacaktır.
Üstelik söz konusu olan artık yalnızca kendi hayatı değildir. Sevdiklerini kurtarmak için bu oyunu oynamak zorundadır. Oyununsa tek bir kuralı vardır: Hayatta kalmayı başar ve asla teslim olma.
Keyifli okumalar…
Okur Takip Önerileri
464 syf.
7/10 puan verdi
Daha Balkan Harbi’nin yaralarını saramadan yeni bir savaşın ortasında kalan Osmanlı’da, halkı yine fedakarlıklar beklemektedir. İstanbul Sultanisi talebelerinden Yusuf, Süreyya ve Feyzi ilk aşklarını henüz yaşarken vuslatın sancısı gelip yerleşti yüreklerine. Onlar için artık vuslat demek savaşın bitmesi ve vatanın kurtulması demekti.
İçlerinde kopan fırtınalara rağmen umutla gittiler cepheye… Aşklarına kavuşmak, yarım kalan hikayelerinden olmamak için…
İncir Kuşları ve Meyra gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz’den Çanakkale Savaşı’nın ve gerçek kahramanlarını anlatan heyecan dolu yeni bir roman…
Keyifli okumalar…
88 syf.
7/10 puan verdi
Moskova Üniversitesi’nde başarılı bir matematik profesörü olan Raçinski, herkesin gıptayla baktığı kariyerini bir kenara bırakıp istifa eder. Hem de yalnızca köyüne gidip sıradan bir öğretmen olabilmek için. Başta kimselerin anlam veremediği bu durum, Raçinski’nin hayatında aldığı en önemli karardır. Çünkü halkın içindeki keşfedilmemiş cevherleri bulacak ve onları parlatıp hak ettikleri gibi aydınlığa kavuşturacaktır.
Keyifli okumalar….
320 syf.
8/10 puan verdi
Haluk Dursun’u, Anadolu Mektebi Projesi kapsamında gittiğim bir program sayesinde tanımıştım. Programda yazarın ölümü nedeniyle bir anma etkinliği düzenlemişlerdi. Orada dinlediklerimden sonra yazarı merak etmiş ve kitaplarını kütüphaneme eklemiştim. Daha önce İstanbul’da Yaşama Sanatı ve Tuna Güzellemesi kitaplarını okumuştum. Şimdi de bendeki son kitap olan Nil’den Tuna’ya Osmanlı kitabını okudum.
Haluk Dursun’un gezi notlarından oluşan bu eser, Nil’den Tuna’ya kadar günümüzde yaşayan halklar üzerinden Osmanlı imajına yeniden bakmamızı sağlıyor. Osmanlı’nın boşluğunu kimin doldurduğunu, yakıp yıkılanları ama her şeye rağmen geride kalanları okuyacaksınız… Bir anıt çınarından şirin ve minnacık kitabeli çeşmesine, tuğralı taş köprüsünden “ya Hafız”lı konağına, türbesine, mektebine, tekkesine kadar Osmanlı mirasına rastlayacaksınız…
Ve tabi ki Haluk Dursun’un o şiirsel, akıcı üslubuyla…
Keyifli okumalar…
172 syf.
7/10 puan verdi
Attila İlhan’ı en çok Ben Sana Mecburum şiiriyle tanıyoruz sanırım. Ama Sisler Bulvarı kitabı da bir o kadar güzel. Ama bazı şiirlerini anlayabilmek için defalarca okumak gerekiyor. Şiirlerini kaleme aldığı dönemin siyasi özellikleri, içinde bulunduğu Türkiye, aşk, acı, mutluluk gibi pek çok durum dizelerin arasına serpiştirilmiş. Kitabın sonunda yer alan Meraklısına Notlar bölümünde ise her şiirler ilgili açıklamalar isteyen okurlara sunulmuş.
Keyifli okumalar…
392 syf.
7/10 puan verdi
Jane Austen’in büyük beğeniyle okuduğum Gurur ve Önyargı kitabından sonra bu kitabını da okumak istedim. Aynı derecede zevk vermese de Akıl ve Tutku kitabı da çok güzel yazılmış. Tabi bu beğenide Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın da payı büyük. Akıl ve Tutku, Jane Austen’in yazdığı ilk kitapmış, bu da Gurur ve Önyargı’nın daha başarılı olmasının nedenlerinden biri sanırım.
İki kitabında da iki farklı karaktere sahip kişiler başrol. Genellikle aklıyla hareket eden, yaşadığı her şeyde mantığını ön plana çıkaran Elinor ve tutkuyu hayatının başrolüne koyan, duygularıyla hareket eden Marienne. Ve bütün duyguları yok eden en büyük duygu aşk. On dokuz ve on yedi yaşlarındaki iki kız kardeş de aşkı tatmışlardı. Farklı karakterde olan iki kız kardeşin aşk karşısında yaşadığı mutluluk, hayal kırıklığı, toparlanma şekilleri gibi pek çok durumu iki farklı açıdan göreceğiz. Bakalım akıl mı galip gelecek, tutku mu?
Keyifli okumalar…
504 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı okurken diğer Arkadya kitaplarından daha çok etkilendiğimi itiraf etmek gerekiyor. Kitapta 1918 yıllında Amerika’da başlayan İspanyol gribi salgınının neden olduğu bir olay anlatılıyor. Yakın bir tarihte dünya çapında etkisini gösteren bir pandemi atlattığımız için kitapta salgının başlaması, yayılması ve insanlar üzerindeki etkileri anlatılırken çok derinden sarsıldım. Sanırım kitap beni 2020 yılının başlarına götürdü.
On üç yaşında babası savaşa gitmiş, annesi ve ikiz erkek kardeşiyle baş başa kalmışken Amerika’da zaten Alman olarak yaşamak yeterinde zordu Pia için. Ama salgının başlaması bütün hayatını derinden etkiledi. Bir sabah salgın nedeniyle annesini yatağında ölü bulunca cesedi ne yapacağını, bebek olan ikiz kardeşlerine nasıl bakacağını bilemediği bir hayatın içine merhaba dedi maalesef. Evdeki bütün yiyecekler bitince yemek aramak için küçük kardeşlerini evde tek başlarına bırakıp dışarı çıkmak zorunda kaldı.
Oğlunu salgın yüzünden kaybeden ve bunun acısı içinde ölmeyi bekleyen Bernice, Pia’nın dışarı çıktığını görünce ikizlere bakmak için onların evine gider. İkizleri evde tek başına ve annelerini ölü bulunca Pia’nın kardeşlerini ölüme terk ettiğini düşünüp ikizleri oğlunun yerine koymaya karar verdi. Hem oğlunun acısı hem de mültecilere duyduğu nefret yüzünden ikizleri iyi birer Amerikan olarak yetiştirmeyi düşünüyordu.
Pia’ya ne olacak, kardeşlerini bulabilecek mi, salgını fırsat bilen Bernice bu durumdan nasıl faydalanacak, Pia ve Bernice’i neler bekliyor?
Keyifli okumalar…
132 syf.
9/10 puan verdi
Sabahattin Ali’yi en çok Kürk Mantolu Madonna’yla tanıdı okurlar sanırım. Ama bence en etkileyici kitabı Kuyucaklı Yusuf. Romanlarının yanı sıra hikayeleri de çok etkileyici Sabahattin Ali’nin. Kamyon kitabı da on altı kısa ama okuru derinden etkileyen hikayeden oluşuyor. Hikayelerinin temelini yurdum insanı ve yaşadığı olaylar oluşturuyor. Bu kitabında da görüyoruz ki Sabahattin Ali Türk edebiyatının en yetkin kalemlerinden birisi.
Keyifli okumalar…
76 syf.
9/10 puan verdi
Şiirin benim edebiyat dünyamda çok farklı bir yeri olduğunu her şiir kitabı paylaşımında söylüyorum sanırım. Yine benzer cümleler kuracağım. Şiir çok farklı bir dünya. Hem yudum yudum içine işlemesi için yavaş yavaş okumak istiyor insan hemde bir çırpıda bitiyor kitap. Şükrü Erbaş’ın Pervane kitabı da böyle oldu. Şairin diğer kitaplarında aldığım keyfi bu kitabında da iliklerime kadar hissettim. Bazı şiirlerini yıllar içinde tamamlamış şair, bu da şiirin okuyucusunda çok daha derin izler bırakıyor şüphesiz.
Keyifli okumalar…
312 syf.
9/10 puan verdi
İngiliz asıllı bir annenin çocukları olan henüz on beş yaşındaki Zana ile kız kardeşi Nadia, herkes gibi hayalleri olan iki genç kızdır. Birmingham’daki son derece modern ve özgür hayatlarının, onları günün birinde umut ettikleri o parlak geleceğe kavuşturacağından da emindirler. Ne var ki Yemenli bir esnaf olan babaları onlarla aynı fikirde değildir. Bulundukları ecnebi topraklarında kızlarının ahlaklı ve iffetli kadınlar olmayı asla öğrenemeyecekleri düşüncesiyle Zana ve Nadia’yı karşısına alıp onlara, ata topraklarını ziyarete gitmelerini teklif eder. Kızlar babalarının bu teklifini kabul ederler çünkü kendilerine anlatılan her şeye inanmışlardır. Yemen’in egzotik kumsallarında birbirinden güzel maceralar yaşayacakları bir tatil geçirmeyi planlıyorlardı. Öte yandan Yemek topraklarına ayak bastıktan çok kısa süre sonra kandırıldıklarını anlarlar. Babaları tarafından oğullarıyla evlendirilmek üzere iki Yemenli aileye para karşılığı satılmışlardır.
Orta Çağ kanunları ile yönetilen, modern hayattan fersah fersah uzak bir dağ köyünde, daha önce hiç görmedikleri adamların eşleri olarak yaşamaya zorlanan Zana ve Nadia başlarına ne gelirse gelsin günün birinde bu cehennemden kurtulacakları umuduna tutunmaya devam ederler. Özellikle de Zana baskıya, zulme ve erkeklerin ağızlarından çıkan her sözün adeta yasa kabul edildiği bir düzene tüm varlığı ile başkaldırır. Peki, her şeye rağmen hayatta kalmayı başaran bu iki kız kardeş, evlerine, İngiltere’deki yaşamlarına ve en önemlisi biricik annelerine yeniden kavuşabilecek mi?
Keyifli okumalar…
64 syf.
7/10 puan verdi
Katı ahlak kurallarının, tabuların egemen olduğu Victoria döneminde kıvrak zekası, ince alaycılığı ve sıra dışı hayatıyla çağının çok ilerisinde düşünen ve yaşayan yaratıcı bir dahi olan Wilde, aynı zamanda bir eleştirmen ve estetik kuramcısıdır. Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar, yazarın sanata, hayata, aşka dair düşüncelerinin yanı sıra gözlemlerine dayalı toplumsal yorumların yer aldığı aforizmalardan oluşan eğlenceli bir derleme. Zirveden zindana her daim ışıldayan Wilde, belki de tüm zamanların en nüktedan kalemi.
Keyifli okumalar…
360 syf.
7/10 puan verdi
Bir gazetede muhabir olan Malcolm Anderson şehirdeki cinayetlerin haberlerini yaparken bir gün hiç beklenmedik bir telefon alır. Telefondaki ses ona kısa süre önce işlediği cinayeti tüm detaylarıyla anlatmaya başlar ve tam da söylediği yerde ve saatte cebinde “Bir Numara” yazan bir notla bir gencin cesedi bulunduğunda bunun muazzam bir zekayla tasarlanmış cinayetlerin ilki olduğu anlaşılır. İzini bir gölge gibi kaybettiren bu psikopat, bir anda Malcolm’ın ve tüm şehrin üzerine kabus gibi çöker.
Neden sadece onunla iletişime geçtiği sorusuyla boğuşan Malcolm, insanların korkuyla beslenen bu sıra dışı seri katilin zihnini okuyabilmek ve ondan önce adım atabilmek için bir psikologla işbirliği yapar. Ve çok geçmeden hikayeyi tüm akıl almazlığı ve dehşetiyle medyayla paylaşan kişi olmakla kalmaz, aynı zamanda hikayenin kendisi olur.
Keyifli okumalar…
64 syf.
8/10 puan verdi
Çok kısıtlı bir çevrenin tanıdığı adsız sansız bir yazar olarak öldüğünde, Melville ardında bugün klasik romanın başyapıtlarından biri kabul edilen Moby Dick’i ve kült kısa öyküsü Katip Bartleby’i bırakmıştı.19. yüzyıl New York’unda Wall Street’te bir avukatın yazıhanesinde katip olan genç Bartleby zamanla “yapmamayı tercih etmesi” ve kayıtsızlığıyla patronun nasıl başa çıkacağını bilmediği bir soruna dönüşmüştü.
Keyifli okumalar…
