Benim için hiçbir zaman sıradan biri olmadın, hiçbir zaman da olmayacaksın. Sen hep o adamsın. Adını duyunca bile gözlerimi ışıldatan, tek bakışıyla kalbimi ısıtan ama zamanında…Her şey geride kaldı ve sen benim bugünüme gelmedin olsun, sitem etmiyorum. zamanında yaşanan seyler zamanında güzeldi. Yaşandı. Bitti. Biz birbirimize el sallamayı öğrendik. Yine de teşekkür ediyorum. Tüm acılarına rağmen beni o kadar mutlu ettin ki üstünden seneler geçtikten sonra bile hâlâ o mutluluğun izini arıyorum. Seni değil. Seni severken dönüştüğüm kişiyi. Her şey gönlünce olsun. Hâlâ bunu diyorum. Bir gün beni arar mısın bilmiyorum ama arama. Beni araman gereken kısmı çoktan geçtik. Artık bir telefonla düzelecek yaralarımız yok. Sesini duymak da eskisi gibi hissettirmeyecek. Yolun açık olsun, olmazsa da bir yolunu umarım bulursun…
Teşekkür ederim sizi hiç üzmemişim. Elime tonlarca kötü anı, bir sürü kalp kırıklığı ve “merve de çok iyi kızdı” bıraktınız. Hepsini zaferle içilen bir kahveye tercih ederim. Ben içtiğim suyla barıştım. Selametle.
Okuduğum bir kitap bana hitap etmediğinde bile ne yapıp edip o kitabı bitiriyorum. Bir kitap bile yarım kalmışlığın ne demek olduğunu bilmemeli. Siz bir insanı nasıl...
Kız çocuklarından biri öldüğü zaman babam her zamanki gibi yemeğini yer,anneme ayakkarını yıkatır, sonra yatmaya giderdi. Ölen çocuk erkekse babam annemi dövdükten sonra yemeğini yiyip gene yatağa yollanırdı.