Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu yılki Ramazan "Arefesi"nden payımıza düşen
Şeytan, doğal olana ilk başkaldırışı temsil eder. O, doğal olana (doğa'ya-Tanrı'ya) "ben senin doğal seleksiyonundan üstünüm" demek cüreti göstererek bilinçdışında taşıdığı ve bugün "ergen benmerkezciliği" olarak ifade edilen güdüyü ilk kez dillendirmiş. Daha sonra aynı güdü farklı biçimlerde insana miras olarak devredilecek ve aynı metafordan yola çıkarak şeytana "kıyamete kadar mühlet verilmiştir" söyleminin altındaki hak, insana miras bırakılan bu üstünlük kompleksidir diye izahta bulunulabilecektir. Dolayısıyla insan, bu komplekse esir olduğunda şeytana uymuş olacak ve neticede aldanmış olarak cehennemi yaşayacaktır. Şüphesiz ilk aldanan da ve dolayısıyla ilk kez cehenneme (Dünya/dünyalık) atılan da büyük atamız Adem'dir. Doğadan olan ve dolayısıyla doğal seleksiyonun bizatihi kendisi olan Adem, kendisini doğadan üstün görmüş (irade meyvesi) ve cehennemi yaşamaya başlamıştır. Taki aff olunana (doğanın akışına kendini bırakana) dek...
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Önerme: Tanrı, yani her biri ezeli-ebedi ve sınırsız özünü ifade eden sonsuz sıfatlardan ibaret olan töz, zorunlu olarak vardır. Kanıtlama: ...bir şeyin varoluşunu engelleyen bir gerekçe ya da neden yoksa, o şeyin zorunlu olarak varolduğudur. O halde Tanrı'yı varolmaktan alıkoyacak ya da Tanrı'nın varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden yoksa, bu bize kesinlikle Tanrı'nın zorunlu olarak varolduğunu gösterir. Ama böyle bir gerekçe ya da neden varsa, bu neden ya Tanrı'nın bizzat doğasında ya da onun dışında, yani farklı doğaya sahip başka bir tözde olmalıdır. Çünkü bu töz Tanrı'yla aynı doğada olmuş olsaydı, tam da bu nedenle Tanrı'nın olduğu sonucu çıkardı. Ama başka doğadaki bir tözün Tanrı'yla hiçbir ortaklığı olamayacağından (2. Önermeye göre), bununla ne Tanrı'nın varoluşu kanıtlanabilir ne de reddedilebilir. Demek ki Tanrı'nın varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden tanrısal doğanın dışında bulunamaz; öyleyse Tanrı'nın varolmadığı düşünülüyorsa, bunun nedeni onun kendi doğasında bulunacaktı ki, bu yüzden bu doğa bir çelişki içerecekti. Ama mutlak sonsuz ve en mükemmel varlıkla ilgili böyle bir olumlama saçmadır. O halde Tanrı'da ve Tanrı'nın dışında Onun varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden olamaz; dolayısıyla Tanrı zorunlu olarak vardır.
Spinoza'nın Tanrısı
Descartes, kendi zihninden başlamış ve Tanrıya ulaşmıştı. Spinoza ise tersi bir yol izler. Nitekim Spinoza'ya göre Descartes özneden başlayarak subjektif bir hareket noktası seçti. Yani ben önce kendi zihnimden yola çıktım ve sonrasında benim dışımdaki dünyanın, maddenin, Tanrının varlığına gittim. Spinoza tam tersini yapar. Ben olmayan
740 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.