Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şen Bilim
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir. Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
34 sayfada bilinmesi gerekenler. Geri kalanı sözlük.
Şintoizm
Şintoizm
Kayıtlar 1- Kojiki 2-Nihongi Kami: Doğa ve ata ruhları (Tanrı) Şinto da mutlak yaratıcı bir tanrı yoktur En yüce kami Amaterasu Şintoizm çeşitleri - Devlet şintosu - Mabet şintosu - Halk şintosu - Mezhepler şintosu Şintoizm de yaratılış İzanami (kadın) ve izanagi (erkek) ' den başlar. Ayrıca yeryüzünün yaratıcıları olduklarına inanılır. Şinto inancına göre kutsallık atfedilen belli bir merkez yoktur.Bunun yerine başta Japon tapınakları olmak üzere bütün tabiat kutsal kabul edilir.Fakat dağlara özellikle Fuji dağına kamilerin meskeni olduklarına inanıldığından saygı gösterilir. Şintoizm de tapınaklar dışında bir diğer ibadet uygulaması Hac'dır ve merkezi olarak kabul edilen yer ISE'dir. Hasat mevsimi yıl içerisindeki Arınma mevsimleri olmak üzere Ise'ye yılda üç defa hac yolculuğu yapılır. Günümüzde 125 milyon olan Japon nüfusunun sadece 4-5 milyon kadarı saf şinto dinine mensuptur. Geri kalanı şintoizm ve Budizm' in karışımından oluşan (şinbutso şugo) ancak Budizm'in daha ağır bastığı bir geleneğe bağlıdır.
Reklam
içindekiler ve sunuş
Postmodern
Postmodern
içindekiler ve sunuş ...... Postmodernlik "üstanlatılar" döneminin sonuna gelindiğini; insan, doğa ve Tanrı'ya dair evrensel bir tarih kurgusunun tehlikeli bir yanılsamadan ibaret olduğunu ve modernliğin adeta bir karabasan hâline gelerek kültür, sanat ve düşüncenin üzerine çöktüğünü
Benim Sevgilim - Füruğ Ferruhzad
benim sevgilim o arsız çıplak teniyle güçlü bacakları üstünde ölüm gibi durdu eğik devinimli çizgiler onun isyancı organlarını güçlü desenlerinde
Felsefe işin şamatası. Asıl hakikat bilimdedir. Küçümsemiyorum felsefeyi. Lakin hayatı sadece felsefeye entegre etmiş insanlar saçma sapan bir melankoliye sürüklenip duruyorlar. Ve sonrada oturup niçin böyle sanrılı bir hayat yaşıyoruz diye soruyorlar Tanrı'ya. Oysa cevap çok basit. Kendinizi başka insanların düşünce alemlerine hapsediyorsunuz. Rasyonalistler, Empiristler, Sansüalistler, Pozitivistler, Materyalistler, Varoluşçular, Nihilistler, İdelaistler, Realistler, Pragmatistler... Böyle de devam eder. Unutmayın. İnsan zihinleri evren ahlakı değildir. Doğru olan doğadadır. Ve insana verilen akıl hakikatı görmeyi sağlar. İşte bu hakikat bilimdir. Değişken olabilir ancak değişkenlikle kesinliğe ulaşır. Matematik yanılmaz, fizik matematiğin işleyişini belirler. Doğa bize ahlak ilkesini öğretirken bilim bunun nasıl olduğunu gösterir. İşte bu insanı karamsarlığa, melankoliye, sanrılara iten felsefeden daha iyidir. Felsefe bilim olmadan karanlık bir kuyudan farksızdır. Bilim o kuyuyu aydınlatan ışık kaynağıdır.
Yüce ve Güzel
Yüce ve Güzel arasındaki kopuş, güzel ile güzellikler arasındaki kopuşu da beraberinde getirir. Modern güzellik algılayışı, içi boş bir deneyime denk olan kavramsal bir aparata dönüşmüştür. Salt “güzel” olan, kullanım değerine indirgenmiş metaya denk gelir. Biçimsel güzellik olsa olsa Doğa veya Tanrı tarafından bize verilmiş bir talihten
Reklam
Bu yılki Ramazan "Arefesi"nden payımıza düşen
Şeytan, doğal olana ilk başkaldırışı temsil eder. O, doğal olana (doğa'ya-Tanrı'ya) "ben senin doğal seleksiyonundan üstünüm" demek cüreti göstererek bilinçdışında taşıdığı ve bugün "ergen benmerkezciliği" olarak ifade edilen güdüyü ilk kez dillendirmiş. Daha sonra aynı güdü farklı biçimlerde insana miras olarak devredilecek ve aynı metafordan yola çıkarak şeytana "kıyamete kadar mühlet verilmiştir" söyleminin altındaki hak, insana miras bırakılan bu üstünlük kompleksidir diye izahta bulunulabilecektir. Dolayısıyla insan, bu komplekse esir olduğunda şeytana uymuş olacak ve neticede aldanmış olarak cehennemi yaşayacaktır. Şüphesiz ilk aldanan da ve dolayısıyla ilk kez cehenneme (Dünya/dünyalık) atılan da büyük atamız Adem'dir. Doğadan olan ve dolayısıyla doğal seleksiyonun bizatihi kendisi olan Adem, kendisini doğadan üstün görmüş (irade meyvesi) ve cehennemi yaşamaya başlamıştır. Taki aff olunana (doğanın akışına kendini bırakana) dek...
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Reklam
Önerme: Tanrı, yani her biri ezeli-ebedi ve sınırsız özünü ifade eden sonsuz sıfatlardan ibaret olan töz, zorunlu olarak vardır. Kanıtlama: ...bir şeyin varoluşunu engelleyen bir gerekçe ya da neden yoksa, o şeyin zorunlu olarak varolduğudur. O halde Tanrı'yı varolmaktan alıkoyacak ya da Tanrı'nın varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden yoksa, bu bize kesinlikle Tanrı'nın zorunlu olarak varolduğunu gösterir. Ama böyle bir gerekçe ya da neden varsa, bu neden ya Tanrı'nın bizzat doğasında ya da onun dışında, yani farklı doğaya sahip başka bir tözde olmalıdır. Çünkü bu töz Tanrı'yla aynı doğada olmuş olsaydı, tam da bu nedenle Tanrı'nın olduğu sonucu çıkardı. Ama başka doğadaki bir tözün Tanrı'yla hiçbir ortaklığı olamayacağından (2. Önermeye göre), bununla ne Tanrı'nın varoluşu kanıtlanabilir ne de reddedilebilir. Demek ki Tanrı'nın varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden tanrısal doğanın dışında bulunamaz; öyleyse Tanrı'nın varolmadığı düşünülüyorsa, bunun nedeni onun kendi doğasında bulunacaktı ki, bu yüzden bu doğa bir çelişki içerecekti. Ama mutlak sonsuz ve en mükemmel varlıkla ilgili böyle bir olumlama saçmadır. O halde Tanrı'da ve Tanrı'nın dışında Onun varoluşunu ortadan kaldıracak bir gerekçe ya da neden olamaz; dolayısıyla Tanrı zorunlu olarak vardır.
736 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.