HALLÂC-I MANSUR KADIN ATA VE KIZILBAŞLIK
Doğum tarihi: Ms. 858. Beyza yakınlarındaki bir kasaba olan TUR’da doğdu
Hakka yürüşüyü : 26 Mart 922
-Sümer toplumunda başlayan toplumun erkekleşmesi; aynı zamanda erkeğin, toplumun tümünü çıkar guruplarına ayırarak sınıflaşmaya yöneltmesini getiriyor. Cins egemenliği, sınıf egemenliğine doğru evrim gösteriyor. Sınıf egemenliği, o tarihten
Film önerisi; The Return (Dönüş), Andrey Zvyagintsev, 2003
“Yalnızlıklar”da; “babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır. dönüp dolaşıp baba kelimesinde yaşarlar. bu kelime biricik evleridir onların(...) babalar ki, yalnızlığın en uzun tarihidir içlerinden gelip geçtiğimiz” diye yazmıştı Hasan Ali Toptaş. Andrey Zvyagintsev’in gözleri bu sözlerde de hissettiğimiz evlat-baba ilişkisinde ‘yalnızlık alanlarının’ işgalinin sebep olduğu bir gerilime yöneliyor. Otoriteryen baba-tanrı, ona ümmet/tebaa/köle olmaya çalışan büyük çocuk Andrey ve babaya inanmayan, sorgulayan, neredeydin? diyerek hesap soran muhalif küçük çocuk İvan. Baba, Andrey ve İvan’ın “erkeklik” telaşı, babanın içinde yaşadığı ataerkil düzenden öğrendiği erkekliği çocuklara dayatması ve dinsel motifler de taşıyan iktidar ilişkilerinin yarattığı gözlerinizi kırpmadan izleyeceğiniz müthiş gerilim. Tüm bunların arkasında esrikleştiren eşsiz doğa parçaları. Finalde şaşırtan, sarsan, çokça patetik dokunuştan sonra Seyyidhan Kömürcü‘nün “bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba” mısrasını da yazmasam olmaz.
Film önerisi; Mother! Darren Aronofsky, yapım 2017
dedim, kimse doğdu diye insan değildir; ayrıca olmak adında bir zaman vardır. dedim ve sustum. sonra sonu susmak olan bu bir türlü gidemediğim yerde hüzünlü bir sumak ağacı gibi kaldım... oysa her şey tekrar eder evren denen, canı sıkkın bir tanrının aklına düşmüş bu kör talihte. ilk tohumlar yeteri kadar terleyince sayın tanrının aklına yaşamak adında bir fikir gelmiş. önce iki kişi ile birlikte bir de gerçek saklıdır bu fikrin içinde. ol dermiş o ve olurmuş. sonra doğa gerçeği, ol demeyi, öğrenir. kadın ve erkek, ikisi de olmak adlı bir zamana sürülür. tohumlar çoğalır, varlık artar, “olmak zamanı” insan elinde yakılıp yıkılır. tanrı yalnız, çaresiz, yorgun ve yaratım sancıları içinde inlerken doğa ölmek üzeredir ve son kez yalvarır; “gönder şu diğerlerini, gönder bu başkalarını, bunlar bize zarar veriyorlar, ben sana yetmiyor muyum?” Sayın tanrı cevap verir, “hiçbir şey yeterli değildir, yeterli olsaydı yaratamazdım, ama yapmak zorundayım çünkü ben yaratıcıyım, şimdi her şeye tekrar başlamalıyım.” Darren Aronofsky tarafından yazılıp yönetilen 2017 yapımı Mother! filmi zihninizi, hayal gücünüzü sonuna kadar zorluyor. Keyifle kalın!
REALİZM VE EDEBİYAT
19. yüzyıl ortalarında felsefi bazı temellerden etkilenerek Romantizm’e bir tepki olarak ortaya çıkan realizm, en temel anlamıyla gerçekliğin temsili, toplumun aynasıdır. Sıradan insanların sıradan hayatlarına, bireye ve bireyin seçimlerine odaklanır. Realizme göre, özgür irade kaderi yönetebilir; insan ne bulduysa kendi etmiştir. Diğer
Spinoza İçin Tanrı
Spinoza için Tanrı doğadır, doğa da Tanrı'dır. Spinoza'nın tanrı inancı bir nevî panteizmdir. Aforoz edilmesinin ardından Spinoza, kendini son derece onurlu ve münzevî bir hayat sürmeye adamıştır.