Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cehalet,İslam'a bağlı tâifelerden biri olan bu taife nin en bariz niteliklerinden biridir. Evet, cehalet tedavisi mümkün olmayan amansız bir hastalıktır,sahibi farkına varmayacak şekilde kendisini helâke götürür, ötesi cehalet sahibi hayrı isterken şerrin içine düşer.
Sayfa 76 - Ravza yayıneviKitabı okuyor
Dinden Çıkmaları ve Yaratıkların En Kötüleri Olmaları...
Hz. Peygamber (s.a.v)’in kınadığı Hâricîler’in niteliklerinden biri de onların dinden çıkması, bir daha dine dönme başarısını yakalayamamaları ve onların, insanların hatta yaratıkların en kötüsü olmalarıdır. İmam Müslim (r.h), Ebû Zerr (r.a)’in rivayet ettiği hadisini şöyle rivâyet eder: “Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: ‘Benden sonra ümmetimden bir kavim çıkacaktır. Bunlar Kur’ân’ı okurlar Kur’ân onların boğazını geçmez. Ok avdan çıktığı gibi dinden çıkacaklar sonra dine dönecekler. Onlar insanların ve yaratıkların en kötüleridir.”(40) Ebû Said’in rivâyet ettiği bir hadis-i şerif ise şöyledir: “Hz.Peygamber (sav) ümmetinden bir topluluktan bahsetti. Bunlar, insanların (Müslümanların) arasında bir ayrılma olduğu zaman ortaya çıkacaklardır. Onların görünen alameti başlarının tıraşlı olmasıdır. Onlar insanların en kötüleridir. Onları, iki tâifeden hakka en yakın olanı öldürecektir.”
Sayfa 18 - Ravza Yayınları
Reklam
Buharî, Yasir b.Amr’in rivayet ettiği hadisi; “Sehl b.Hanif’e dedim ki; ‘Rasûlullah (sav)’ın Hâricîler hakkında bir şey söylediğini işittin mi?’ O da ‘evet, işittim’ dedi. Rasûlullah (sav) eliyle Irak tarafını işaret ederek şöyle söyledi: “Bu taraftan bir topluluk çıkacaktır. Onlar Kur’ân’ı okuyacaklar, fakat Kur’ân onların köprücük kemiklerinden öteye geçmeyecek Onlar, okun avı delip çıktığı gibi İslâm’dan çıkacaklar.” şeklinde rivayet etmektedir.
Sayfa 15 - Ravza Yayınları
Dinden çıkan Hâricîler’i yeren birçok hadis bulunmaktadır. Söz konusu hadisler, Hâricîleri en kötü konuma düşüren, onların çirkin ve nahoş niteliklerini anlatır. Hâricîleri yeren hadislerden birisi, İmam-ı Müslim (ö.261/875)’in ve İmam-ı Buharî (ö.256/870)’nin Ebû Said el-Hudrî’den rivâyet ettikleri şu hadistir: “Biz Rasûlullah (sav)’in yanında
Sayfa 14 - Ravza Yayınları
Hâricîlerin ve Şîa'nın Ortaya Çıktığı İlk Fitne...
Zü’l-Hüveysira’nın ilk Hâricî olma görüşünün yanı sıra Hâricîler’in ortaya çıkışının, Hz.Osman (r.a)’ı zâlimce, düşmanca öldürmeye yol açan fitneyi çıkarmak suretiyle bir gruhun Hz.Osman’a karşı çıkmasıyla başladığını düşünen âlimler de vardır. Bu fitne birinci fitne olarak bilinmektedir.(25) el-Akîdetü’t-Tahâviyye(26) eserinin yorumcusu, “Hâricîler ve Şîa birinci fitnede ortaya çıktılar.” diye konuya açıklık getirmektedir (ö.774/1373),(27)
Sayfa 11 - Ravza Yayınları
Hâricîlerin Ortaya Çıkışları...
Bir kısım ilim erbabı Hâricîler’in ilk ortaya çıkışlarını, Rasûlullah (sav)’ın zamanına uzandığını söylemektedir. Onlara göre ilk Hâricî, Hz. Ali (r.a)’nin Yemen’den tabaklanmış bir derinin içinde gönderdiği kölçe altının taksimi sırasında Rasûlullah (sav)’a itiraz eden Zü’l-Hüvaysira’dir. Ebû Said el-Hudrî (r.a)’den rivayet edilen bir hadisi
Sayfa 11 - Ravza Yayınları
Reklam
Hâricîler, Sıffîn(13) savaşında Hz.Ali’nin arabuluculuk yapmak üzere hakemleri kabul etmesinden sonra kendisine karşı çıkan tâifedir. Hâricîler için kullanılan; Harûriyye,(14) Şürât, isimler de vardır.(15) Mârika ve Muhakkime(16) gibi başka(17) Hâricîler bu isimler arasında Marika ismini sevmezler. Çünkü marika okun avı delip çıkması gibi dinden çıkan tâife anlamındadır. Onlar ise(18) çıktıklarını kabul etmiyorlar.(19)
Sayfa 9 - Ravza Yayınları
İbn Hacer (ö.852/1449)’in Hâricîler’i: “Hâricîler, Hz.Ali’nin hakem tayin etme (Tahkîm)(6) kararını tanımayan, Hz.Ali’den, Hz.Osman’dan ve Hz.Osman’ın zürriyetinden yollarını ayıran ve onlarla savaşanlardır.” şeklinde tanımladıktan sonra şu değerlendirmesini görürüz: “Eğer onlar Hz.Ali’yi ve Hz.Osman’ı kayıtsız tekfîr(7) etmişlerse aşırıya gitmişlerdir, sınırı aşmışlardır.”(8) İbn Hacer başka bir açıklamasında: “Hâricîler bid’atçi tâifedir, dine ve Müslümanların en hayırlılarına karşı çıktıklarından bu şekilde isimlendirilmişlerdir.”(9) ifadelerini kullanmaktadır.
Sayfa 8 - Ravza Yayınları
İbn Hazm (ö. 456/1064) ise Hâricî isminin Ali b.Ebî Tâlib (r.a)’e karşı çıkan gruba benzeyen, inançlarında onlara ortak olan herkesi kapsadığını belirtmektedir. Nitekim kendisi şöyle der: “Hakem tayin etmenin (tahkîm) dinde yerinin olmadığını, büyük günah işleyenlerin kâfir olduğunu, zâlim yöneticilere karşı çıkmayı, büyük günah işleyenlerin ebedî olarak cehennemde kalacaklarını ve yöneticiliğin Kureyş olmayan birinde olabileceğini savunma konusunda Hâricîlere uyan her kişi Hâricî’dir. Şâyet kişi saydığımız konularda ve Müslümanların ihtilaf ettiği başka mevzularda hâricîlere muhalefet ederse o zaman Hâricî değildir.”(4)
Sayfa 7 - Ravza Yayınları
İlim erbabı, hâricîler için birtakım tanımlamalar yapmışlardır. Ebû’l-Hasan el-Eş’arî (ö. 324/935-36)’nin; “Havâric(1) (Hâricîler) ismi, Hulefâ-ı Raşidîn’in(2) dördüncüsü Ali b.Ebî Tâlib (r.a)’e karşı çıkan gruba denmektedir” şeklinde açıkladığı tanım bunlardan biridir. Eş’arî’ye göre; bu grub Hz.Ali’ye karşı çıktıklarından ötürü söz konusu isimle anılmışlardır. Çünkü Eş’arî: “Bu şekilde adlandırılmalarının nedeni; Ali b.Ebî Tâlib, kendisi ile Muâviye arasında arabuluculuk yapmak üzere hakem tayin ettiği zaman O’na karşı çıkmalarıdır”(3) demektedir.
Sayfa 7 - Ravza Yayınları
Reklam
203 syf.
·
Puan vermedi
İçerikle ilgili problemler gözüme çok battı diyebilirim. Eser bana çok dolu gelmedi. Basit yüzeysel bir şekilde kaleme alınmış. Tabi konuya meraklılar için başlangıç eser olabilir.
Doğuşundan Günümüze Hariciler
Doğuşundan Günümüze HaricilerAli Muhammed Sallabi · Ravza Yayınları · 201829 okunma
Çünkü Hariciler büyük günah işleyenleri sadece tövbe etmedikleri durumda cehennemlik olarak görmektedirler. Râfizîlere göre tövbe etmiş olsa bile yine de zalimdir.
İbn Hacer şöyle der: "Hâricîler muhaliflerinin küfrüne hükmedince onların kanlarını dökmeyi mubâh gördüler. Zimmîlere gelince ; "Onlara verdiğimiz sözü yerine getiririz." deyip onlara karışmadılar. Aynı şekilde müşriklerle savaşmayı da bıraktılar, sadece müslümanlarla savaşmakla uğraştılar. Bütün bunlar, göğüsleri ilmin nuruyla sevinmemiş, ilimden sağlam bir ipe tutunmayan câhillerin ibadetlerinin emareleridir.
Sayfa 75
Hâricîler hakkında
Onların gösterdiği takvâ ise cahilin takvâsı cinsinden bir takvâdır. Dışlarını kendisiyle süslemeye çalıştıkları 'iyi olma erdemi' kendilerini farklı göstermek için yaptıkları bir dış süsü idi.
Sayfa 73
Hiç şüphesiz Hâricîler sahip oldukları cehalet, sertlik ve kabalıktan ötürü İslâm dininin güzelliklerinin şeklini değiştirip ilginç bir şekilde çirkinleştirdiler.
Sayfa 72
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.