Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bırakın, bırakın da tekrar ayağa kalkana kadar uyuyayım.
Sayfa 118Kitabı okudu
Ve güneş doğdu ve güneş battı, günler yavaş adımlarla geç­ti; önce yazdı, sonra güz, artık kıştı önümüz.
Reklam
Ben nehri sordum, karşılığı üç beş fı­sıltı oldu.
Ben bir yankı ararken, ne bir işaret var ne de mihenk taşı.
Ah! Bazı şeyler bize söylenmedi! Yapayalnız beklemeye bıra­kıldık. Olaylar bizden gizlendi. Tüm çabalarla dalga ge­çildi. Annelerimizin ne iş yaptığından bahsedilmedi. Kendi kendimize yetinmemiz emredildi. Sahte bir güven duygu­suyla uyuşturulduk. Sonra da onun kaybolması korkusuy­la tehdit edildik. Özgürlükle gözümüz boyandı. Kimse bize kıtlığı anlatmadı. Geçen yüzyılların karanlığıyla baş başa bırakıldık. Sakinleşelim diye kulağımıza çalınan tek tük hadiseyle avutulduk. Şiddeti azaltmanın yolları üzerimizde denendi. Üstümüzden polis atlarıyla geçip gidildi.
Yazarken bir yandan da şöyle düşünüyordum: Yazıyor ol­mam çok saçma, henüz çok gencim. Aynı zamanda: Ama 'daha sonra' demek, 'çok geç' demek; sadece şu an var, her zaman şu an ve ne pahasına olursa olsun.
Reklam
omuzlarımızı boğazımıza doğru çe­kip çenelerimizi titreten bir his var içimizde. Birazdan se­simizi yükseltmek isteğiyle dolacağız. Bu hissi yasaklamalı mıydık yoksa? Bizi güçten mi düşürür bu? Hayır! Muhtemelen, bir sorumluluk yaratıyor bu!
Hikâyenin hiçbir gizemi yok, ama zaman zaman şaşkın­lığa sebep olabilir ve ürkek mizaçlıları telaşa düşürebilir; hayatın kendisinin de sıklıkla yaptığı gibi. Ne yazık ki bu duruma engel olmak mümkün değil.
Geceleri şiltenin yanında duran lambayı yakıyordum ya da onu yanarken buluyordum, unutmaya başlamıştım, geçmiş günlere ait anılar kayboluyor gibiydi; her şey ağır ağır elimden kayıp gidiyordu ve ben buna dair itirazsızlığımı kabullenmiştim; kalkıyordum ve oturuyordum ve sandalyemin üstünde sakin sakin duruyordum, dünyada olan biten hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu.
"Benim tarafımda hayat sıklıkla kitap okumakla geçiyordu. Dikkate değer bir yanım yoktu. Sabahları kalkıp kahve yapıyordum, kendimi kitaplara veriyor, onları inceliyordum, bir yandan kahve içiyordum ve sonra gidiyordum. Sonra da geri geliyordum."
Reklam
Sonuçta bu, dedi Gazeteci uzun bir süre sonra, sınırı aşmak için bedenin kendisini geçici bir süreliğine de olsa yok etme girişimi olarak adlandırılabilir belki de; ve bu insanlar aslında, kendilerinden isteneni tamamen ve bizzat kendi elleriyle hallediyordu.
Sayfa 16
Benim tarafımda hayat sıklıkla kitap okuyarak geçiyordu. Dikkate değer bir yanım yoktu. Sabahları kalkıp kahve yapıyordum, kendimi kitaplara ve­riyor, onları inceliyordum, bir yandan kahve içiyordum ve sonra gidiyordum. Sonra da geri geliyordum.
"İnsan başkalarının yaşadıklarını ya da hissettiklerini hayal edebilir ama buradaki asıl konu, bununla gerçekten ilgilenmektir."
"Her şey tesadüfen böyleydi ve bambaşka bir şekilde de olabilirdi."
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.