Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dursun Ali Erzincanlı ağabeyin şöyle bir cümlesini görmüştüm. Ne doğru ne güzel bir cümle: "Sayımız kırk olunca Kabe'ye yürüyecek; sayımız üç yüz on üç olunca Bedir'de kıyam edeceğiz! Ama henüz bir buçuk milyarız..."
Sayfa 57
Miraç
Sultanım Cennetler gösterilirken o gece Ümmetini hayal ettin mi cennette? Cehennemin alevleri selamlarken seni Gözyaşlarını gördü mü Cebrail? Ümmetim dedin mi? Sen unutmazsın bizi bunda kuşku yok Allah seni unutturmasın bize
Reklam
Gelseydin! Gözyaşı dökerken günahlarına, Veysel Karani'den istediğin gibi, İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
Sevgili! Ümmü Mektum gibi Seni görmeden sana sesleniyoruz Alıp verdiğin nefesi duyar gibi Sanki açınca gözlerimizi Seni görecekmişiz gibi Sana sesleniyoruz.
Gelseydin, Saadetli asrından gönderdiğin selâmını, 'Kardeşlerim' deyişini Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Sen yoktun Nuh’un gemisindeydi Nurun... Dalgalar yeryüzünü boğarken Toprağın bağrındaki su Gökyüzüyle buluşurken Ve bu bir ilahi azap derken, Allah nurunu taşıdı binbir sebeple Tûfan, nurunu selamladı edeple...
Reklam
Bedir
Ey Hamza! Gördüğün hiçbir şeyden korkmazsın; Bu doğru, Ama heybetini gizli tut! Yürüyüşün ölümü korkutuyor!
Bedir
Hem kendi zamanlarının Hem tüm zamanların en cesur yiğitleridir onlar Gökte yıldız; yerde arslandır onlar Yüz yirmi beş bin beden Ama bir tek ruh, Muhammedî ruhtur onlar...
Abdullah bin Zeyd vefat haberini alınca şöyle dua etmişti: “Ya Rabbi artık benim gözlerimi âmâ kıl. Her şeyden çok sevdiğim peygamberimden sonra, dünyada bir şey görmek istemiyorum.” Duası kabul olmuş, gözleri âmâ olmuştu, Teselli etmek için gelenlere şöyle demişti: "Ben o gözleri Rasulullah’a bakmak için istiyordum, O’nun vefatından sonra ceylanların gözlerine sahip olsam ne çıkar?”
Mekke'nin Fethi
Mekke öksüz kalmıştı Ve Mekke çocukları Çocuklar hep Sümeyye'nin toprağa düştüğü yerde oynadı Habbâb bin Eret'in ateşe atıldığı yerde oynadı Hane-i Saadetin üzerinde
Reklam
Mekke'nin Fethi
Medine dağlarında savaşın ritmi Sokaklarında peygamber sessizliği Konuşmuyor nebi Hane-i saadet'te kılıçlar bileniyor Hane-i Saadet'te zırhlar temizleniyor Ve şehirlerin anası gülüyor Mekke-i mükerreme gülüyor. Gül ey Mekke! Gün senin günündür Gün senin fetih günündür
Mekke'nin Fethi
Her şey bir şiirle başladı Peygamber huzurunda okunan bir şiirle Kızgın kum fırtınalarından Adem vadisinden kopup gelen bir şairle Ardında kırk süvari Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim′di En üst perdeden okudu şiirini Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun 'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı Sen 'Allah!' diyordun Allah Azze ve Celle Semayı haşyet kaplıyordu Sen 'Allah!' diyordun Arş-ı Âla titriyordu Bedir'de 'Allah!' diyordun Üç bin melek iniyordu alaca atlarda Yüz yirmi beş bin sahabi: 'Anam babam sana feda olsun' diyordu
Mekke'nin Fethi
Sekiz yıl geçti aradan Sensiz tam sekiz yıl geçti Gittiğin gece Uzaktan dönüp Kâbe′ye bakınca Mekke demiştin Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin Ama senin insanların beni rahat bırakmıyor Deyip gitmiştin Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında Mekke öksüz kalmıştı
Mekke'nin Fethi
Şimdi konuşan peygamberdi Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle Huzaalara yardım etmezsem Ben de yardım görmeyeyim Varlığım kudret elinde olan Allah'a andolsun ki Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi Bunları da koruyacağım Şimdi haber salın yeryüzüne Allah′a ve Ahiret gününe imân edenler Medine′de toplansın
414 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.