Dünyanın gidişatı gerçekten düşündürücü. Güzel konuşan, insanları etkileyen kişilerin bile zamanla kötüleşebileceğini görüyoruz. Herkesin menfaat peşinde koştuğu, insanları görünümlerine ve konuşmalarına göre yargıladığımız bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu yüzeysel yargıların ne kadar yanıltıcı olabileceğini unutmamalıyız.
Özellikle savunmasız çocuklara yapılan zulümler, toplumun vicdanını derinden yaralıyor. Yürüyemeyen çocuğa, konuşamayan bebeğe yapılan eziyetler, izleyenleri dehşete düşürüyor. Bu tür olayların artması, insanların birbirine olan güvenini ve inancını sarsıyor. Ancak burada önemli olan, kötüye karşı sessiz kalmamak ve iyi olanı yaymaktır. Dayanışmayı artırmak ve empatiyi yaymak, hepimizin sorumluluğu.
Bu sadece çocuklarla sınırlı değil; genel olarak kızlara, kadınlara ve her insana, her canlıya karşı sorumluluğumuzda bilinçli ve zarar vermeden hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu da unutmamalıyız. Her varlığa saygı duymak, medeniyetin temelidir.
Eğitim, bu konuda ne kadar fark yaratabileceğini gösteriyor. Okuyanla okumayan arasında dağlar kadar fark var. Eğitim sadece bilgi vermekle kalmaz, insanlara düşünmeyi, sorgulamayı, empati kurmayı ve topluma katkıda bulunmayı öğretir. Daha iyi bir dünya için eğitime ve insani değerlere sahip çıkmak çok önemli.
Her şeyin menfaat üzerine kurulu olduğu bir dünya yerine, daha adil, anlayışlı ve empati dolu bir dünya yaratmak için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Doğusu batısı demeden, medeniyetin en önemli unsuru olan insan haklarını yaşatmalıyız. Haksızlık karşısında sessiz kalmamalı, doğruyu ve iyiyi savunmalıyız.