Bruce Lee'nin Defterin de Yazanlar
Bilinçaltı ve vicdan üzerine Bilinçaltımın, irade gücüm üzerindeki etkisini kabul ederek, ona, hayattaki temel amacımın ve ona giden yolda edindiğim ikincil amaçların açık ve net bir resmini sunacağım ve günlük olarak tekrarlayarak, bu resmi daima bilinçaltımın üzerinde tutacağım. Zaman zaman duygularımın aşırı heyecanla yanılgıya düştüklerini ve yargılarım konusunda, adaleti merhamet ile birleştirmem için gereken duygu sıcaklığının yokluğunda mantık yetimin hata yaptığını kabul ederek, vicdanımı, bana neyin doğru neyin yanlış olduğunu göstermesi konusunda teşvik edeceğim; verdiği hükmü asla bir kenara bırakmayacağım – uygulandığı takdirde neye mal olursa olsun.
00.08
"Zaman o kadar güçlü bir silah ki bazen korkuyorum. O ilerledikçe kendini eskittikçe çoğu şeyi beraberinde getiriyor. Getirdiği özlem hala kirpiklerimin arasında ki gözyaşlarım da saklı. Getirdiği keşkeler hala içimde yara. Getirdiği tecrübeler yolumda karşıma çıkıyor. Getirdiği, götürdüğü insanlar hala devam ediyor. Kalp bu kadar acırmıymış, bu kadar üzülürmüymüş hiç bilmiyordum. Zamanı hiç sevemedim. Küçüklüğümü çok eskiye attı, mutluluklarımı geriye attı. Dost olabilseydik keşke zamanla. Ya da bilmiyorum belki de günah keçisini zaman olarak kazıdım aklıma."
Gece Bulutu
Gece Bulutu
Reklam
Güçlü imtihamlar güçlü insanlar yetiştirirmiş. Bu kadar güç dağlara verilmemiş.
İnsanların hissettiklerini sadece aklımızla değil, onlarla ilişkimiz esnasında vücudumuzda hissettiklerimizle de anlayabiliriz. Mesela, onları dinlerken dolan gözlerimizle, sığlaşan nefesimizle, hızla atmaya başlayan kalbimizle, bir anda ağrı giren başımızla, daralan yüreğimizle... Bir insanı direkt olarak deneyimlemenin yollarından belki de tek yolu budur, yani onunla beraberken bedenimizde ortaya çıkan duygu, his ve fiziksel duyuları farketmek ve onları yaşamak... Empatiyle benzer yanları olmakla birlikte, bu empati değildir. Empati kavramsal bir şeydir. Bu empatiden daha derindir. Bu, yaşamın titreşimlerinin içindeki yansımalarını farketmektir... Bu, bir bakıma, kendini diğer kişi ile değiştirmek, onunla arandaki bariyerleri ortadan kaldırmak ve onunla içinde bulunduğun enerji alışverişinin farkında olmaktır. Bu Sosyal Sinir Sistemimizin ne kadar güçlü olduğunun ve bizlerin birbirimizle ne kadar iç içe olduğumuzun delilidir. Bunu yapmak için düşünmene ya da kendini diğer insanın yerine koymana gerek bulunmamaktadır. Bu, kavramlar ötesi bir deneyimdir ve bunun için tek yapman gereken bedeninde olman ve bir insanla beraberken bedeninde yaşadıklarını farkedebilmendir... Bu da demektir ki, hissettiğimiz her şey bizim sorumluluğumuz altında olmakla birlikte, onların hiç biri bize ait değildir. Yani, korkularımız bize ait değildir; dertlerimiz, üzüntülerimiz, endişelerimiz, sığlaşan nefesimiz bizden geçmekle birlikte bize ait olmayan yaşama dair ipuçlarıdır. Onlar, iç dünyalarımızdan geçen, bazen hiç gitmesini istemediğimiz ve bazen de gitmesini dört gözle beklediğimiz misafirlerdir... Celal Aydemir
Ne bir sevda telaşına kapılacak gücüm, ne birine güvenecek kadar zamanım, ne kimseyi çekecek kadar sabrım ne de bir ümide kapılacak kadar hevesim var; ilk gençlik heyecanlarını atlatmış, ufak duygu yansımalarına “aşk” dememeyi öğrenmiş, olgun biriyim artık; yalnız ama mutlu.
“Onun bana emeği geçti” dediğim kimseden kolay kolay kopamadım. Vefa çok güçlü bir duygu, çok güçlü ve bağlayıcı bir duygu.
1.000 öğeden 831 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.