Derken bütün düşüncelerime derin bir kasvet egemen oldu; ölüm, ölmek, çürümek, her şeyin ölmek üzere doğduğu, en iyisi bir an önce ölüp uzun ölüm bekleyişinin acılarını çekmemek gibi şeylerden başka hiçbir şey düşünmüyordum. Yorgun gövdemle bitkim kafamı mezarlıklarda gezdiriyor, her mezarın altında yatan kişinin oraya girmeden önce dünyada ne kadar zaman geçirdiğine uzun uzun bakıyordum.