"Hepimiz bir yanlara sürüklenip gidiyoruz. Her şey berbat oluyor. Biz evlerimizdeyken bir büyük bulunurdu her zaman. Lütfen efendim derdik, lütfen bayan derdik ve öğrenmek istediğimiz söylenirdi.
Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, nefes alamazsınız.
Her yolu kendin bulmak zorunda olduğun ve çoğu zaman ayağını nereye bastığına dikkat etmen gerektiği böyle bir yerde yaşamanın, onu ne denli bezdirdiğini anlayıvermişti.