Metafizik kötülük, genel olarak iki düzlemde açıklanabilir: İlki, iyiliğin ve kötülüğün, ışığın ve karanlığın ebedi kozmolojik ilkeler olarak sürekli birbiriyle çatıştığını öne süren maniheist görüştür. İkincisi ise, kötü olarak adlandırdığımız şeyin, maddi dünyanın sonluluğu ve sınırlılığı nedeniyle maddi varlıkların Tanrı'nın iyiliklerinden ya da mükemmelliklerinden tam olarak pay alamaması sonucu oluşan bir eksiklik ya da yoksunluktan kaynaklandığını ifade eden, kökenini Platon'da bulabileceğimiz Hıristiyan teolojisine özgü emanasyon öğretisidir. İlk örneğini Plotinus'ta gördüğümüz emanasyon öğretisi (İslam geleneğinde sudûr), Tanrı'dan (Birlik'ten) taşan varlıkların ondan uzaklaştıkça onun iyiliğinden daha az pay aldığını, deyim yerindeyse iyilik ve mükemmellikten uzaklaştıklarını öne sürer. Madde oluş ve yok oluş evrenine aittir, insan da maddeden pay aldığı ölçüde bu evrene tâbidir. Sonsuzluğa ya da ölümsüzlüğe kıyasla sonluluk ve ölümlülük daha az iyi ve mükemmel niteliklerdir. Emanasyon görüşüne göre bu nedenle kötülüğün kaynağı Tanrı olamaz; Aziz Augustinus'a göre de maddi evrendeki sonlu şeylerin birbirlerini sınırlandırması, onların mükemmelleşmesine ya da yetkinleşmesine engel olmaktadır. İlerleyen sayfalarda göreceğimiz gibi, Schelling'e göre ne iyiliği ve kötülüğü mutlak karşıtlıklar olarak gören maniheizm ne de kötülüğü yalnızca iyiliğin bir eksikliği olarak gören ve ona gerçek bir nitelik vermeyen emanasyon öğretisi, insanın özgürlüğüne gerçek hakkını verebilir.
Bu sonsuz, garip, içinden çıkılamaz evrende bir toz zerresi gibi uçuştuğunu, bu yaşamın isyankar bağımsızlığının üzerinde baskı oluşturduğunu ve ebedi, sonsuz ironinin peşini bırakmadığını görüyordu; öldüğünü ve ebediyen hayata dönemeyecek bir biçimde toza ve küle dönüştüğünü görüyordu; kaçmak istiyordu ama tüm evrende saklanabileceği tek bir yer dahi yoktu.
Reklam
Aşk; yalnızca görünüşe, güzelliğe, gençliğe yönelirse ömrü çok kısa olur. Ama aşk iç güzelliğe, ahlaka ve kişiliğe dönükse hem ebedî hem de doyumsuz olur.
Sorma manası nedir çırpınışın? Başlıyor rûhun uçuş tâlîmi: Tutabilsin diye, bir menzilde, Ebedî iklîmi.
"Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünki zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli."
Sayfa 170 - Feyza Yayıncılık (Sözler, rnk)Kitabı okuyor
"veda-yı selâm"
Dün bir sultân-ı izzet ve mehâbet edâsıyla mülk sahibi gibi hüküm sürdüğüm bu güzel beldede, bugün bir garîb-i misafir misali bir nazar-ı yabancılıkla karşılanıyorum. Cenâb-ı Hakk’ın ezelî ve ebedî emânına teslim olunur siz ey insânî fazîletlerin ve ilâhî tecellîlerin en zarif misalleri, Ey şehr-i münevver ve medeniyetin izzet tâcı!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.