Ben, artık kırk yaşındayım. Kırk yıl bir ömür demektir; derin yaşlılıktır. Kırk yaştan sonra yaşamak görgüsüzlüktür, ahlaken yanlıştır ve edepsizliktir.
Toprağın altında ve üzerinde bulunan her şey durmadan değişir, çünkü toprak canlıdır ve bir ruhu vardır. Bizler bu Ruh'un birer parçasıyız ve onun bizim yararımıza çalıştığını çok az biliriz.