Ece
@eceebektass
umut ile, sevda ile, düş ile..
20 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
"Bir insan ne kadar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne kadar korkaksa o kadar yüreklidir."
"Ölümlen karşı karşıya gelmiş asam azıcık daha iyileşir, yiğitleşir."
Okur Takip Önerileri
"Yiğidin anası çabuk ağlar."
"Ömrü boyunca bu kahvenin tadını duyacaktı, her kahve içişinde bu kahveyi arayacaktı. Her kahveyi bu tada varmak için içecekti."
"Kırlangıç yapar yuvayı
Çamur sıvayı sıvayı"
Tekrar merhaba
Merhaba saygıdeğer 1000Kitap kullanıcıları,
Uzun zaman önce açtığım bu hesabı kullanmaya ara vermiştim. O sırada elbette okumalarım devam etti fakat burada onlara dair hiçbir şey paylaşmadım. Bugün ise tekrar kullanmaya karar verdim. Bu sebepten ötürü tekrar ve herkese "MERHABA!". Şu anda okumakta olduğum İnce Memed 2 ile 1000Kitap serüvenine devam edeceğimi ve profilimde yer alan okuma raporunun eksik olduğunu açıklamak istedim. İyi okumalar. 🌿🙏
İnce Memed 1
438 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
180 günde okudu
"İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç!"
"Şimdi cesur. Karar vermiş. Dünyası yırtılmış, geniş. Hür olmanın tadını tadıyor."
"Bu anda bütün köy, atıyla, eşeğiyle, sığırı, keçisi, koyunu, böcekleri, tavukları, kedileri, köpekleriyle uyuyordu. Düşmanlıkların, kinlerin, sevgilerin, korkuların, kaygıların, yiğitliklerin üstünü kalın bir uyku örtmüştü. Düşler çarpışıyordu. Düşler yaşıyordu şu anda."
"Belki umuttur. Belki de bir özlemdir. Özlem sıcacıktır. Özlem bir dost, bir sevgilidir. Sarıverir insanı sıcaklığı."
"Memede olan olmuştu. Gözüne uyku girmiyordu. Düşüncelere kaptırmıştı kendini.
Düşünceler kafasına akın ediyordu.
Düşünüyordu artık. Dünya kafasında büyümüştü. Dünyanın genişliğini düşünüyordu.
Değirmenoluk köyü bir nokta gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Aşk ile şevk ile düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başladı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi.
Abdi Ağa da insan, biz de..."
"Koca Ahmet bu dağlarda bir destandı.
Analar, ağlayan çocuklarını, Koca Ahmet geliyor diye avuturlardı. Koca Ahmet bir dehşet olduğu kadar bir sevgiydi de. Koca Ahmet bu iki duyguyu yıllar yılı bu dağlarda yan yana götürebilmişti. Bunun ikisini bir arada götüremezse bir eşkıya, dağlarda bir yıldan fazla yaşayamaz. Eşkıyayı korkuyla sevgi yaşatır. Yalnız sevgi tek başına zayıftır. Yalnız korkuysa kindir."
"Nakışlı çorap bir türkü gibidir. Bir türkü sıcaklığında örülmüştür. Sarısı, kırmızısı, yeşili, mavisi, turuncusu, türlü rengi karışıp uyuşmuş, bir sıcaklık, bir yumuşaklık meydana getirmiştir. Aşk gibi, şefkat gibi bir şey olmuştur.
Bu çorap aşktır. Öyle bir gelenekten gelir.
Memedin eli dokununca titremesi, ışığa çıkınca irkilmesi boşuna değildir. Böyle çorapların üstünde hep iki kuş nakışı bulunur. Gagalarını dayamış öpüşür gibi iki kuş... Sonra, iki ağaç vardır, gövdeleri küçücük. Tek, kocaman çiçekli... İki ağaç yan yana dururlar. Çiçekleri öpüşecek gibi burun burunadır. Sonra, bu iki nakış arasından sütbeyaz bir su akar. Kırmızı kayalar vardır kıyıcığında."