Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ecren

ecren
@ecrennnn
Niye birden artık beni tanımıyormuş gibi sırtınızı dönüyorsunuz? Niye beni böyle ortada bıraktınız, hiç olmadığım kadar zavallı bir duruma düşürdünüz.
Reklam
"İşte görüyorsunuz!" dedi, "bakın kendiniz de görebilirsiniz: İnsan kaşlarını biraz çatsa sizi devirebilir, sizden biraz uzaklaşsa yere yıkılırsınız..."
Artık içimde pek can kalmadığını, aslında en son şarkımı söylediğimi hissediyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
gözlerim görmez bakışlarla dosdoğru önüme çevriliydi.
artık daha fazla yazamıyordum, kesinlikle hiçbir şey yazamaz olmuştum, yazmaya kalkışır kalkışmaz kafam boşalıveriyordu. Evet, buna bir son vermek istiyordum artık!
Reklam
Ne anlama gelmeyeceği konusunda fikirlerim vardı, ama anlamı konusunda bir karar verebilmiş değildim.
Ona bir iyiliğim dokunabilir miydi? Çevreyi göstermek gibi falan? Gerek yok muydu? Oysa benim için bir zevk olurdu ve ondan bir karşılık beklemezdim... Ama adam benden kurtulmaya kesinlikle kararlıydı, kaldırım değiştirmek için çabucak karşıya geçti.
Çalışma saatleri 12.00-16.00 arasıydı, ben bir saat geç çalmıştım kapıyı; merhamet mesaisi bitmişti!
Ne bir azizdim ne de bir erdem budalası, aklımı yitirmemiştim henüz...
Bankta oturup tüm bunları düşünürken Tanrı’nın ardı arkası kesilmeyen sıkıntılarına karşı giderek daha çok öfkelendim. Amacı beni kendisine yaklaştırmak ve önüme sürekli engel çıkarıp beni tüketerek daha iyi birine dönüştürmekse biraz yanlış bir yol izliyordu bence. İsyan içinde neredeyse ağlamaklı gözlerimi gökyüzüne çevirdim ve zihnen bunu ona kesin olarak söyledim.
Reklam
(…)ve göklerde oturan Tanrı, yok oluşum genel akışı hiç aksatmaksızın, sanatın tüm kurallarına uygun olarak gerçekleşsin diye gözünü üzerimden ayırmıyordu.
Düşünceler öyle hızlı aklıma geliyor ve öyle yoğun akıyorlardı ki bir yığın güzel bölümü kaçırıyordum; var gücümle uğraşsam da yeterince hızlı yazamıyordum.
Kişinin en içten ve en gayretli girişimlerinin hepsinin birden boş çıkmasının ardında herhangi bir mantık var mıydı?
“Sizde kalsın, sizde kalsın!” diye karşılık verdim. “Güle güle kullanın! Bir-iki küçük şey zaten, ıvır zıvır… Bu dünyada sahip olduğum her şey diyebilirim.” Akşamın alacakaranlığında içler acısı duyulan kendi sözlerimden o kadar etkilendim ki gözyaşlarına boğuldum…
“Bu durum artık bir son bulmalı!” Yeniden oturdum, kurşunkalemi aldım ve makalem üzerinde ciddi ciddi çalışmaya başladım.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.