Beden ruha bağlıdır, ruhta yaradılışın, bedende ise kanın ve etin barındırdığı elektriğin gücü vardır. Bu iki güç ne kadar uyum içinde olursa hakikate o kadar yaklaşırız.
Olgunlaşmamış insanın özelliği,bir dava uğruna söylü bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Yaptıklarımızın sonuçları, budalalar için korkuluk, bilge insanlar için de işaret feneri olur.
Satranç tahtası dünyadır; satranç taşları gündelik yaşamımızdaki hareketlerimiz; oyunun kuralları da doğa yasaları dediğimiz şeydir.Karşı taraftaki oyuncuyu görmeyiz; ama oyununu hep dürüstçe oynadığını, adil ve sabırlı olduğunu biliriz.
Hepimiz aynı özden yaratıldıysak ve hepimiz ona geri dönmeye çalışıyorsak nasıl olur da biri daha özel olabilir? Sonuçta ona döndüğünde sen ben mi kalır? Sanki sen ben hiç olmuşçasına...
İnsanlık, dünyanın rastgele,yanlışlıkla, kaygan bir karayolunda dört beyinsiz atomun çarpışması yüzünden doğduğu düşüncesine katlanamıyor. Bu yüzden evrensel bir gizdüzenin ortaya çıkarılması gerekiyor: Tanrı,melekler,şeytanlar.