Yaşanılanların bir çocuğun gözünden anlatıldığı kitaplar her zaman daha çok dikkatimi çeker. Hem hayata bakış açılarını, duygularını, yorumlarını görmek hem de onlar gibi düşünmek hoşuma gidiyor. Hele ki Myron gibi erken büyümek zorunda kalmış çocukların hikayelerini içim burkularak okurum. Myron fiziksel olarak olmasa da yapmak zorunda oldukları açısından erken büyümüş bir çocuk. İşitme engelli anne ve babasına tercümanlık yaparak insanlarla iletişim kurmasını sağlıyor. Haliyle onların sevinçlerini, öfkelerini, sevgilerini daha iyi anlıyor. Duyan insanların küçümseyici tavırlarını çoğu zaman ailesine tercüme etmiyor, içine atıyor. İnsanların bu tavırlarına anlam veremiyor. Bunlar onun için zor tabi ama bundan hiç gocunmuyor. Çünkü bunu kendine görev bilmiş. İnsan onunla gurur duymadan edemiyor. Uzun lafın kısası sürükleyici, düşündürücü ve bolca empati yapabileceğimiz bir kitap. Ben keyifle okudum, size de tavsiye ederim. İyi okumalar.