Hazret-i Süleyman'a bile kalmadı dünya
Bâki olan bir tek Allah
Bütün günahları size bırakıp
Ölmüşüz elhamdülillah.
Kaygumuz yok bizim yiyip içmekten.
Üstümüz başımız temiz.
Bir şey yediğimiz yok ki zaten
Oruçluyuz hepimiz.
Bir kristal vazodur yorgun yüreğim
Dokunulsa bir ney gibi bakarım inler derinden
Her kem söze birdenbire bindir yerinden
Kırılan ben olurum.
Ve bütün yetimlerin yüreği bende sızlar
Ağlar içimde her akşam isimsiz anasızlar.
Oyuncaksız, salıncaksız, kucaksız çocuklara
Sarılan ben olurum.
Kalkmaz karanlıklar üzerimizden
Ölüm kol gezer her yerde.
Ve kurşunlar sıkılır uzak köylerde...
Vurulan ben olurum.
Ezanlar yükselir sonra minarelerden
Bütün câmilerde sabır, el-pençe dîvan durur
Secdeye varır alınlar, Kûr'ân okunur
Durulan ben olurum.
Çocuklar, bir yağmur gibi mübarek
Hadislerdeki güzellik, âyetlerdeki huzur...
Öldüğüm gün beni binlercesi gülerek
Eğlenerek, oynayarak götürseler ne olur?
İki kişi, boş yere çalıştı: biri kazanıp yemeyen, öteki de bilim öğrenip bilime göre hareket etmeyen.
Bilimi ne denli çok okursan oku, uygulamıyorsan cahilsin. Bilimiyle hareket etmeyen kişi ne gerçekçi, ne de bilgili sayılır.
Hadisi şerifte deniyor ki: Yoksulların ölümü, rahata erişmektir. Zenginlerin ölümü, özleme düşmektir. Yoksullar, bir şeye sahip değildirler ki, ondan ayrıldıkları için acı çeksinler.