“Şehrin; banliyö trenleri ve salaş minibüslerle her gün onun sinesine koşan, onda rızık ve şefkat arayan uzak evlatlarını bağrına basması gerekiyor.
Şehrin merhamet ve basiret sahibi idarecilere ihtiyacı var. Sokakların uğultusu, kulakları sağır eden bir çığlığa dönüşmeden; gözyaşı ve kan, acılı ülke Türkiye’de yeniden işbaşına geçmeden ihtiyacımız var buna.”