Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı bilim insanları saatlerini laboratuvarda harcarken bazıları da deneylerini beyinlerinde yapar. Klasik fiziğin açıklayamadığı bir çok soruya cevap bulan ve bizi çevreleyen dünya hakkındaki düşünme biçimimizi kökten değiştiren Einstein'da bu hayalci kişilerden birisidir.
Bir keresinden kendisine laboratuvarını göstermesi istendiğinde Einstein cebinden bir dolma kalemi çıkarıp 'İşte' demesi ile hatırlanır. Bir başka seferde de bilimsel donanımının en önemli parçasının matematik hesapları ile dolu kağıtlarını attığı çöp ten
"Bu insanlara [Sinhaliler] yakından baktığında artık Avrupalılara karşı sempati duyman imkansız hale gelir, çünkü Avrupalılar çok daha yorgun, çok daha vahşi, çok daha ham ve çok daha aç gözlüler... Sinhaliler: Kolombo'daki en fakir halk.
Sayfa 63 - Kronik KitapKitabı yarım bıraktı
Reklam
"Ardından mabet duvarının (Ağlama Duvarı) eteklerinde yüzlerini duvara dönmüş, iki büklüm olmuş ve ileri geri sallanarak dua eden ahmaklar var. Acınası halde bu insanlar. Geçmişleri var ama bugünleri yok."
Sayfa 57 - Kronik KitapKitabı yarım bıraktı
Doğu; aşağı, barbar, vahşi, şiddete meyilli, medenileşmemiş, çocuksu, irrasyonel, fanatik, durağan, egzotik, heyecan verici ve (bazen de) şehvet uyandırıcıdır. Batı ise aksine üstün, medeni, ölçülü, olgun, rasyonel, dinamik, aydınlanmış ve tanıdıktır. Fakat bu ikilikler aslında göründüğünden daha karmaşıktır. Batı, Doğu'ya hem ilgi duymakta hem de Doğu'dan tiksinmektedir.
Sayfa 67 - Kronik KitapKitabı yarım bıraktı
"Ağaçlar muhteşem, insanlar bayağı.Gece gemi çok boğucuydu."
"Einstein , Elsa 《 Karısı 》 hastayken Port Said'de tek başına yürümesini "özgürlük hissi" olarak tarif eder."
Reklam
Ona göre, “ Japonlar gösterişten uzak ve mütevazıydılar. Her yönleriyle sempatiklerdi.” Böylece kendi gözünden Japonların ulusal özelliklerini tanımlıyordu.
Filistin’de bir Yahudi devletinin ortaya çıkmasından ziyadesiyle memnunum. Bana öyle geliyor ki kan bağımız bu iğrenç Avrupalılardan çok daha sevimlidir( en azından daha az acımasızdır).
Japonlarla ilgili şöyle demişti: “Japon sorunsuz, (...) üzerine düşen toplumsal işlevi gösteriş yapmadan, memnuniyetle yerine getiriyor. Aynı zamanda topluluğu ve milletiyle gurur duyuyor(...). Duygusuz gibi ama tamamen içine kapanık da değil, toplumsal bir varlık olmasından ötürü ketum ya da gizemli olmasını gerektirecek bir durum yok.
Einstein bir taraftan Budist hayat anlayışının olumlu etkileri olarak gördüğü şeylere gıpta ediyor gibidir. Diğer taraftansa bu hayat anlayışının Batı ile bir alakası olmadığına ve dahası Çinlilerin amaç ve uygulama eksikliğinin nihai olarak medeniyetlerinin çöküşüne yol açacağına inanıyor gibi durmaktadır.
Reklam
Japonlar tam üçkâğıtçılar. Ben özenli davransam da beni ortada bırakabilirler. Bu şarlar altında oraya seyahat etmem mümkün değil.
Bilimsel problemlerle uğraşmanın ne büyük emek gerektirdiğini bilen kişi, hiçbir zaman kendisini işe yaramaz ve yalnız hissetmez. Üstelik kaderin cilvelerine karşı da mükavemetli olur.
Sayfa 280Kitabı okudu
Einstein’a göre Çinliler, “ çalışkanlıkları, tutunlulukları ve sayılarının çokluğu ile tüm ırkları pekâlâ gölgede bırakabilirler. Singapur’un neredeyse tamamı Çinlilerin elinde. Güvenilmezlikleri ile nam salmış Japonların aksine tüccar olarak büyük saygı görüyorlar.
11 Ekim. Güneşli bir gün. Akçıl bir gökyüzü. Deniz biraz huzursuz. Şimdi düşünüyorum da Deniz tutmasının sebebi yön kaybından ötürü ortaya çıkan baş dönmesi. Yoksa istikamete ve devasallığa bağlı olarak yer çekimindeki bariz değişimlerle doğrudan ilgisi yok.
Sayfa 117Kitabı okudu
Çinli kadınların karşılarındaki erkekleri çocuk yapmaya ikna edecek nasıl bir cazibe sunduklarını anlamış değilim.
Sayfa 157Kitabı okudu
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.