“Artık karşımdaki insandan çaba bekliyorum. Eskidendi o her şeyi sırtladığım günler. Kimseye çiçek bahçesi vaat etmiyorum artık. İsteyen olursa birlikte ekeriz.”
•
“Kimseye çiçek bahçesi vaad edemem artık.
İsteyen olursa beraber ekeriz.
Eskidendi o her şeyi sırtladığım günler.
Artık çaba görmediğim her yerden uzaklaşıyorum.”
🌸
"Savaşta güçlüler zayıfları tutsak eder ; barışta da zenginler,yoksulları . Yaşamak için çalışmamız gerek ama onlar, bize öyle az gündelik veriyorlar ki ölüyoruz. Bütün gün onların uğruna yoruluruz, onlar çekmecelerine altınları istif eder , çocuklarımız zamansız solup gider , sevdiklerimizin yüzleri yıpranır ,çöker. Biz üzümü çiğneriz , şarabı başkaları içer . Ekini biz ekeriz ,gene sofralarımız tamtakır kalır. Bizim de zincirlerimiz vardır ama hiç kimse görmez. Tutsağız ama gene de herkes ,bize "özgürsün " der. Tüccar,bizi ezer ; biz de umarsız, istediklerini veririz. Papaz , at sırtında gidip tesbih çeke çeke Tevrat okur ; kimse bize aldırmaz. Güneşsiz geçitlerimizden yoksulluk ,aç gözleriyle , sürüne sürüne geçer; günah da baştan çıkmış suratıyla peşine takılıp gider . Sabahları, gözümüzü düşkünlük açar ; geceleri utanç , aramızda yaşar . İyi de bunlardan sana ne ? Sen , bizden değilsin. Senin yüzün çok mutlu..."
Kimseye
çiçek bahçesi
vaad edemem artık.
İsteyen olursa beraber ekeriz.
Eskidendi o her şeyi sırtladığım
günler. Artık çaba görmediğim
her yerden uzaklaşıyorum.
Şebnem Ferah’ın “artık karşımdaki insandan çaba bekliyorum. eskidendi o her şeyi sırtladığım günler. kimseye çiçek bahçesi vaat etmiyorum artık. isteyen olursa birlikte ekeriz.” dediği yerdeyim.
Şebnem Ferah’ın “artık karşımdaki insandan çaba bekliyorum. Eskidendi o her şeyi sırtladığım günler. Kimseye çiçek bahçesi vaat etmiyorum artık. İsteyen olursa birlikte ekeriz.” Dediği yerdeyim.
Kitabı okuduktan hemen sonra ağırlıklı olarak duygularla yazılmış bu incelemeye, 1 sene sonra rasyonalite katarak küçük düzeltmeler yapıyorum.
İbrahim’in sorguda olduğu sıralarda, babasından birkaç isteği olmuştu. Fakat öncesinde, babası Ali Kaypakkaya, küçük oğluna söz verdiği için küçük oğlunun 19 mayıs gösterisini seyrediyordu. Bu sırada
Biz üzümü çiğneriz, şarabı başkaları içer. Ekini biz ekeriz, yine de sofralarımız tamtakır kalır. Bizim zincirlerimiz vardır ama hiç kimse görmez. Esiriz, fakat yine de herkes bize, "Özgürsün" der.
Kimseye çiçek bahçesi vaad edemem artık.
İsteyen olursa beraber ekeriz.
Eskidendi o her şeyi sırtladığım günler.
Artık çaba görmediğim her yerden hemen uzaklaşıyorum...🌱
" Neye elini uzatsan taşa mı döner. Bırak dönsün. Demek ki senin için hayırlı değilmiş onlar. Elin kopmadı ya, yeni şeylere uzat. Daha farklı şeyler bul. Eskiyi bırak , geçmişe adımlama. Önüne bak. Yaran mı var, olsun. Böyle de güzelsin. Herkes gitti mi, gitsin. Sen varsın. Sen hâlâ sensin, seninlesin. Çiçeklerin mi soldu, solsun. Yenilerini ekeriz. Daha güzellerini. Düştün mü, düş. Ölmedin ya, kalkarsın elbet. Adım atmaya mecâlin mi kalmadı, otur bir köşeye. Dinlen. Tek başına direnmeye gücün mü yok, bana yaslan. Umudun mu tükendi, benimkini al. Korkuyor musun, arkama saklan. Üşüyor musun, ceketimi giy. Yine de neye elini uzatsan taşa mı döndü. Öyleyse kanatlarını kıranları taşla. kendi geleceğini değil. “