Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
166 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Hâtıratın hem zâhire, hem de bâtına bakan yönü vardır. İçinden çıkamadığımız kısım, içimizdedir. Yani bâtınımızda vukû bulan kısımdır. Anlatılanlar, dinlenenler, okunanlar, yazılanlar ise hâtıratın sadece görünen kısmıdır. Sanırım o yüzden Özemre, okuyucuya kitabın ön sözünde kaleme döktüklerinin 'muhayyel fantastik hikâyeler' olarak telakkî edilmesini istirham ediyor. Bir hâtıratımı paylaşmayı düşünürken hâtıratın ne zaman, niçin ve kime âşikar edilmesi gerekli olur düşüncesiyle baş başa kaldım. İnce bir çizgi... Bir hatıratı paylaşmanın istifade edilme gayesi yok ise neden paylaşılır?! Cevabı içimizde arayalım. Bazı hatıratlar ayna oluyor muhatabına. Ahmet Yüksel Özemre anlatmak istediklerini bu aynanın içine yerleştirmiş sanki. Nasibi olan istifade etsin, o aynada kendinden bir şeyler bulabilsin diye. Kitap fuarında "Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı"nı almak üzere uğradığım Kubbealtı standında bir anda bu kitabı almış bulundum. Aylar sonra Bursa'da başladığım kitabı İstanbul'da tamamlayacağımdan habersizdim. Kitapla aramda oluşacak duygusal bağdan da... Ne mânâsı vardı ki kitabı İstanbul'da tamamlamanın?! Nasibimize düşen her dâim istediğimizden daha hayırlıdır. Nasibe düşen gösterilir, fark ettirilir. Netice-i kelam; "El hayru fî mâ vak'a!"
Gel de Çık İşin İçinden
Gel de Çık İşin İçindenAhmed Yüksel Özemre · Kubbealtı Neşriyat · 2013124 okunma