Hem şükür içinde sâfi bir îmân var, hâlis bir tevhid bulunur. Çünkü bir elmayı yiyen ve "Elhamdülillah" diyen adam, o şükür ile ilân eder ki; "O elma doğrudan doğruya dest-i Kudretin yadigarı ve doğrudan doğruya hazine-i Rahmetin hediyesidir" demesi ile ve itikat etmesi ile herşeyi -cüz'î olsun, küllî olsun- Onun dest-i kudretine teslim ediyor. Ve her şeyde Rahmetin cilvesini bilir. Hakikî bir imanı ve hâlis bir tevhidi, şükür ile beyan ediyor.
Kimseyi elindeki nimetten dolayı kıskanma. Allah’ın ondan neler aldığını bilemezsin.
Başına gelen hiçbir musibete üzülme.
Karşılığında Allah’ın sana neler vereceğini bilemezsin.
Her zaman “Elhamdülillah” de.
İmam Şaravi
İman Süyûti'nin zahiri ve batıni Nimetler kitabından;
Bazı evliyalar ne diyorlar biliyor musunuz? "Allah düşmanlarımı başımdan eksik etmesin." Aman Allah'ım! Bu duayı kim, hangi insan der, siz ettiniz mi bu duayı? Ama evliyalar ediyordu."Ya Rabbi! Düşmanlarımı başımdan eksik etme,yani bizim sürekli düşmanlarımız olsun." diyorlardı, yalvarıyor yakarıyorlardı. Neden? İşte İmam Süyüti orada nedenini açıklıyor. "Çünkü düşmanlarım bana hatalarımı söylerler, onların vesilesiyle hatalarımı görüp tevbe ederim ve kendime gelirim." diyor bu bir. İkincinsi "Düşmanlarımın sayesinde; hani beni kıskanıyorlar ya, bana based ediyorlar ya, ilerlememi istemiyorlar ya, dolayısıyla düşmanlarıma karşı ben daha çok gayrete gelirim, daha çok çalışırım ve daha çok yükselirim." diyordu.
Dolu dolu geçen bir sohbet elhamdülillah heybemize gıybet konusu düştü aslında hepimizin bildiği konular fakat uygulamaya gelince hepimizin sınıfta kaldığı konular.. Allah bizi nefsimizin eline bırakmasın. Amin..
KaraBeg
Rabb'im her birinizden Razı olsun. Cennetül bakide Peygamber efendimiz ve güzide ashabıyla dizdize sohbet halkalarında buluşun inşaallah..Amin.🌼