Amerikalı yazar Marilynne Robinson’ın Pulitzer Ödülü’nü de alan, ilk romanı Evlerden Uzak, Idaho eyaletinde, toplum baskısının ‘ahlâk’ kisvesi altında insanların hayatı üzerinde tahakküm kurduğu ve sık sık yaşanan doğal afetler nedeniyle de yaşam şartlarının çetin olduğu küçük bir kasabada annelerini ve ardından anneannelerini kaybedince önce büyük halalarıyla, en sonunda da teyzeleriyle yaşayan iki çocuğun hikâyesini anlatıyor.
Bir yandan Ortabatı’da hayatını sürdürmeye çalışırken, bir yandan da iki kuşakta talihsiz kayıplar veren ailenin üçüncü kuşak kız kardeşlerden birinin gözünden tanıklık ediyoruz hikâyelerine. Büyüme sancıları çekerken, gerek kayıpları gerekse değişik bir ebeveynlik anlayışı olan teyzeleri nedeniyle alışılagelmiş ve kalıplaşmışın dışında bir aileye sahip olan çocukların kafalarında bazı şeyleri anlamlandırmaya çalışmasıyla da ölüm, kayıplar, aile, aidiyet, yalnızlık ve hayat konularını irdeliyor yazar. Aile nedir ve insan neden birilerine aile bağlarıyla bağlanmaya ihtiyaç duyar, diye sorgularken aynı zamanda bir çocuk yas sürecini nasıl yaşar, ölümü kafasında nasıl tahayyül eder, yaşam ve ölümü kendince nasıl bağdaştırmaya çalışır sorularını derinlikli bir şekilde cevaplamaya çalışıyor.
Akıcı ve gerek ele aldığı meseleler gerekse anlatımıyla etkileyici bir roman. Sevdim.