Çocuk yetiştirme
“Dinleyin! Bu insanlar çocuklarından nefret ediyorlar! Bir görseniz. Suratlarına şaplak atıp, minik popolarına vurup onları ağlatıyorlar! Ne zaman kazık çitin yakınından geçsem asker karılarının çocuklara bağırdıklarını duyardım. Evet, onları çok fena azarlıyorlar. Çocuklara böyle davranıldığı başka hiçbir yerde görmemiştim. Bir anne ancak aklını kaçırmışsa, ne yaptığını bilmeden çocuğuna böyle saldırır.
Mavi Kuş bir an sessiz kaldı. Sonra iç çekerek, “Neden acaba? Bir anlam veremedim” dedi. “Sanırım,” diye devam etti kadın, “yaramazlık yapınca uslu durmaları böyle öğretiliyor. Hızlı ve yüksek sesle konuşup, onları vurup korkutarak uslu durmalarını sağlıyor olmalılar. Bliyorum garip ama öyle işte.”
“Doğrusu” dedi Mavi Kuş, “bence bunun tek bir sonucu olur. Çocuklar korkup daha kötü davranacaktır, ve doğru dürüst düşünemeyecektir. Ama belki de onlar buna alışık; başka türlüsünü görmemişlerse. Zavallıcıklar!”
Sayfa 167Kitabı okudu
SOSYOLOJI OKUMALARI (200 kitap)
SOSYOLOJİ’YE GİRİŞ
Bu Ülke- Cemil Meriç
Devlet - Platon
Eric Voegelin İnsanlık draması - Bengül Güngörmez
Siyaset Bilimi- Atilla Yayla
Gorgias- Platon
Sosyoloji- Anthony Giddens
Öküzün A'sı-Barry Sanders
Sosyolojik Düşünmek-Zygmunt Baumann
Yasakoyucular ve Yorumcular-Zygmunt Baumann
Akışkan Aşk- Zygmunt Bauman
Minervanın
"Misafirperver olun; verici olun. Hiçbir şey verilemeyecek kadar kıymetli değildir."
Paylaşmak, Dakota yaşantısının temelini oluştururdu.Bunun mantığı şuydu: Herkes verirse, herkes alır; bu kaçınılmazdır. Bu yüzden yaşlılar sürekli olarak hatırlatırdı: "Misafirperver olun; verici olun. Hiçbir şey verilmeyecek kadar kıymetli değildir."
“Ağlama. Büyükbabanın hastalığına üzüldün, biliyorum. Ama babam hep derdi ki, gözyaşları sadece ölüm içindir. Haklıydı, başka niçin ağlanabilir ki? Sadece ölüm; çünkü sadece o kesin.
Sayfa 267 - İmge KitabeviKitabı okudu
Herkes verirse , herkes alır ; bu kaçınılmazdır... Misafirperver olun ; verici olun. Hiçbir şey verilemeyecek kadar kıymetli değildir.
Sayfa 91
Evlenmiş olmasıyla böbürlenmesi de gereksizdi.Hem neden böbürlensin ki, sonuçta kadının peşinde olan erkekti.Kadın, ona teslim oluyordu.Kadını ele geçiren erkekti.Eğer böbürlenmek gerekiyorsa erkeğin böbürlenmesi gerekirdi.Evlendiği için kendini önemseyen bir kadın, takdir edilmek ya da imrenilmek yerine alay konusu olur, onun sersemin biri olduğu düşünülürdü.Hemen hemen her kadın biriyle evlenebilirdi çünkü kadınlar için evlilik normal olan, beklenen durumdu.Bu onlara bir özellik katmıyordu.Bu yüzden gurur duymak saçmaydı.
Sayfa 276Kitabı okudu
Paylaşmak,Dakota yaşantısının temelini oluştururdu.Bunun mantığı şuydu:herkes verirse,herkes alır;bu kaçınılmazdır.Bu yüzden yaşlılar sürekli olarak hatırlatırdı: "Misafirperver olun; verici olun. Hiçbir şey verilmeyecek kadar kıymetli değildir."
Sayfa 91Kitabı okudu
