Uzun süredir okuma listemde olan kitabı nihayet okuyabildim. Kısa olduğu için hızlı okunabiliyor 2 günde tamamladım ben. İlk bölüm ve diyaloglar beni biraz sıksa da ilk bölümün sonunda açılıp yağ gibi aktı kitap.
Konuyu yazmaya gerek yok zaten çok bilinen bir distopya klasiği.
Çok çarpıcı sözler var içinde sizi bir anda vurabilen. Kitap okumayı seven herkesin okumasının faydalı olacağını düşünüyorum. Ben 1 yıldır daha aktif olarak okuyorum ve şu cümlesi bile bana yetti. ‘’Fakat TV oturma odasına bir tohum ektikten sonra onun sizi kavrayan pençesinden kendisini kurtaran olmuş mu?’’ İnşallah ben kurtulmayı başarırım.
Bu arada diğer incelemelerde de gördüğüm fikre katılmamak elde değil. Fikir gerçekten güzel ama anlatım yavan kalmış biraz.
"Onlara yarışmalar düzenle, en popüler şarkıların sözlerini, devletlerin başkentlerini veya lowa’da geçen yıl ne kadar mısır yetiştirildiğini bilerek kazansınlar. Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur, öyle lanet olası ‘olaylarla’ tıka basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gerçekten “zeki” hissetsinler. Sonra düşündüklerini hissedecekler, hiç kımıldamadan hareket ettikleri hissine kapılacaklar ve mutlu olacaklar, çünkü bu tür olaylar değişmezler. Olayların bağlantılarını kurmaları için onlara felsefe veya sosyoloji gibi kaypak şeyler verme. O zaman melankolik olurlar. Bugünlerde birçok adamın yapabildiği gibi, TV duvarını ayırıp tekrar birleştiren kişi, insanı kaba, hayvansı hissettirmeden ölçülüp biçilemeyecek olan evreni ölçüp biçmeye çalışan kişiden daha mutludur."
