Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk, basbayağı bir yanılsamadır. "Aşk kusursuzluklar uydurur, kusurları ve eksikleri iyi niteliklere, güzelliklere ve ışıltılara dönüştürür, kendisini kandıran, hapseden ve kendi tercihlerini nesneye yansıtarak 'kendine engel oluşturan' aşık kendine uygun biçimde güzelleştirir her şeyi. " 'Eric Blondel, Aşk, Cogito dizisi, YKY, 2003, s.167.
272 syf.
·
Puan vermedi
A Ş K
Aşk. Üç harfe sığan bir kelime. Nedirini arayan insanlık. Aradığını anlayamadan, anlamını çözemeden yarattığı üç harflik tek kelimelik kocaman bir cümle.... O cümle ki sonu gelmez bir sonsuzluk misali hep bir kargaşa, girdap... İşte o kargaşanın kısa hikayesini düşünürlerin aşk'a olan düşüncelerini derlemiş fol yayınları. Bu düşünür arkadaşlar aşkı tanımlama çözümleme çabası içerisine girerek anlam arayışı ile belki tecrübeleri ile anlamlandırmaya çalışmışlar. Bu çalışmada kimi aşkı tanrısallaştırmış kimi boşlamış kimi cinselleştirmiş(haz -tutku) çoğu ise acılaştırmış. Çoğu düşünür aşkı acısız düşünememiş. Aşk/Acı/Tanrı/Boş . Aşk neden hep bir başka soyuta bağımlı açıklanıla gelmiştir -buda ayrı bir soru-n. Her ne kadar tanımı anlamı görece değişkenli olsa da aşk günün sonunda kurban arayan ya da tersi - kurban olunan psikomatik bir olgudur. Yaşanılması elzemdir. Çünkü kurbansız ibadet olmaz. Aşk bir tür ritüeldir. Büyülüdür. Büyüsüne kapılmadan yaşayan eksik kalır . Acı olan ise o eksikliği farketmez bile. Büyülenen ise artık tamamlanır. Eksikliği olmaz. Acı olan ise bir daha eskisi gibi kalmaz hiç bir şey. kısacası aşk aşkın olandır. Peki insan ömrünce kaç kere aşk olur...
Aşk
AşkEric Blondel · Fol Kitap · 202224 okunma
Reklam
aşk tutkusu bir yanılsamadır
Cinsel içgüdü savaşın nedeni ve barışın amacıdır; bütün ciddi eylemlerin temelini oluşturur, tükenmez bir espri kaynağı, bütün imaların anahtarı, bütün dilsiz göstergelerin, dile gelmemiş bütün önermelerin, bütün kaçamak bakışların açıklamasıdır, genç adamın ve çoğu zaman ihtiyarın her günkü düşüncesi, arzusudur; edepsizlerin bütün vaktini alan sabit fikir ve namusluların gözleri önünden gitmeyen bir görüntüdür; aslında dünyanın en ciddi meselesi olduğundan her zaman için hazırda bir şaka malzemesidir.
aşk, az çok karşılıklı bir alışverişte, 'beklentisiz' ya da 'karşılıksız' değildir
Reklam
der trajik bilge Freud, aşk 'boştur'.
aşk bütünüyle kişinin kendini tamamlayabilme umuduna dayanır
Duygulanım olarak aşk bir yaşam sorunudur; duyuların, estetiğin ve şiirin alanındadır, kavramlarla işi olmaz. Felsefe niye işe karışır ki? Aşk, özünde anlatılmaz değil midir, kavrama boyun eğer mi hiç? Çelişki: felsefenin aşkı yönetebiliyor olması bir yana, asıl aşk felsefeye egemendir.
Reklam
O his, ilk anda hissedilmeyen, neden sonra fark edilen ve daha sonra acıtan, alevlenen, azan ve kimi zaman 'asla kapanmayan' şu ince uzun bıçak yaralarını andırır.
Aşk: ilk başta bir parıltı, göz kamaştıran bir ışıltı. Mucize, göklerin bir bağışı, büyüklenme, gösterişli bir armağan, hayranlığa varan bir şaşkınlık. ... Ve çoğu kez hazırlıksız yakalar, içten içe bekleniyor olsa da, olmadık anda köşeye kıstırır insanı.
“Nasıl olursa olsun, cinsel yaşamı küçümseme, onu ayıp kavramıyla lekeleme, yaşamın kendine karşı işlenmiş bir suçtur -yaşamın Kutsal Tinine karşı günahın ta kendisidir.”
Sayfa 229
“İnsan kendi kendine sağlam bir dayanak olmalı, iki ayağı üstünde korkmadan durabilmeli; başka türlü sevemez yoksa.”
Sayfa 228
“Aşk, elde olmayan bir şeyi bunu talep etmeyen birine vermektir.”
Sayfa 226
508 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.