Eski Zaman Aktarları
I
Halim Ağaoğlu'na
sizi çok eski bir çarşıdan aldım
düşmeyin suya yanılırsınız
ölü bir zencefildi akşamları
avuçlarınız kokuların meddahı
ağlamazlardı, erkendik ve bir çocuk vardı içimizde
harabe duyarlıklarımız ürkek bir su gezdirirdi
karanlığa bakmayın dağılırsınız
neyin doğrulanmasıdır ölüm
ve ellerinizdeki baharat korkusu
(çanlar döven ellerinizdeki) ürkek şefkat
sonra adsız bir gül ölmesi tarçınlı kilerlerde
ve bir öğle üzerinin sükûnetli anısı
kurutulmuş bir çarşının hüzün defterlerinde
biliyorum ben ölürsem siz anlarsınız
sizi çok eski bir çarşıdan aldım,
düşmeyin suya yanılırsınız.
ölü bir zencefildi akşamları,
avuçlarınız kokuların meddahı.
ağlamazlardı, erkendik ve bir çocuk vardı içimizde,
harabe duyarlıklarımız ürkek bir su gezdirirdi.
karanlığa bakmayın dağılırsınız.
neyin doğrulanmasıdır ölüm
ve ellerinizdeki baharat korkusu,
(çanlar döven ellerinizdeki) ürkek şefkat.
sonra adsız bir gül ölmesi tarçınlı kilerlerde
ve bir öğle üzerinin sükûnetli anısı,
kurutulmuş bir çarsının hüzün defterlerinde.
biliyorum ben ölürsem siz anlarsınız.
Murathan Mungan
bir gün gelecek bu gün de
bir anı olacak nasılsa
oturduğumuz bu masa
bu kum saati, bu rüzgar, bu eski
komidin
bu kırık
sandalye
bu kelepir yürek
bu aşk
nasılsa.
..
hoşça kal eski zaman aktarları
gidiyorum
bu şehri bu yağmuru
bu düşleri
bu aşkı bu kavgayı bu kederi
size bırakarak.