Bir kadını kadın yapan
Biraz da elleridir
Göğün de sağnağı olmayan bir kadın
Bir gergefe parmak düşürebilir mi hiç?
Hangi hüzne kiracı durur akşam balkonlarında
Hangi saksının suyunu verebilir sahiden
Kadife perdelere uzanıp kalmış eli
Kuşlar akşama erişmeden
Kapısı açık kafesler mi bıraktı geride
Camlatılmış yangınları, beş sularında fasılları
Ey simli soyağaçlarına iz süren
Annelerin ölme yaşı
Sırlanmış bir aynanın ahşap kıyısında
Saklanmış cinneti ile soluk fotoğraf
Çıkagelir bir gün kendi yüzümüze
Baktığımız an
Anlarız ellerine konan kuşları
Anlarız bütün yaşlarını yaşadığımız zaman
Kimse ölmemeliydi konuşmadan
sizi çok eski bir çarşıdan aldım
düşmeyin suya yanılırsınız
ölü bir zencefildi akşamları
avuçlarınız kokuların meddahi ağlamazlardı, erkendik ve bir çocuk vardı içimizde
harabe duyarlıklarımız ürkek bir su gezdirirdi
karanlığa bakmayın dağılırsınız
neyin doğrulanmasıdır ölüm
ve ellerinizdeki baharat korkusu
(çanlar döven ellerinizdeki) ürkek şefkat sonra adsız bir gül ölmesi tarçınlı kilerlerde ve bir öğle üzerinin sükûnetli anısı kurutulmuş bir çarşının hüzün defterlerinde biliyorum ben ölürsem siz anlarsınız
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
yarım kalmış
duvar yazıları
hoşça kal
bir gün gelecek
akacak yeraltı suları
hoşça kal
yakut, bezirgan, gön
hoşça kal eski zaman
aktarları
gidiyorum
bu şehri bu yağmuru
bu düşleri
bu aşkı bu kavgayı bu kederi
size bırakarak.
Kâkül meseli…
Bu da bir aşk hükmüdür
Büyür güzellik
İki kirpik arası
Sustukça
kalp
acır
Sitem mürekkebiyle
Hayıf defterine
Yazar kendini
Ayrılık
Biz onun
Acemi bahanesi
Bir silgi
Ey eski zaman aktarları…
2012
…hoşça kal uzaklarda yanan
anızların parıltısı hoşça kal.
bir gün gelecek bu gün de
bir anı olacak nasılsa
oturduğumuz bu masa
bu kum saati, bu rüzgar, bu eski