Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

zambak

zambak
@etudiantkim
zambak katili, jeongguk jeon.
7 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
zambak tekrar paylaştı.
annem benim neden yorgunluktan ve merhametten başka fotoğrafın yok evimizde
Reklam
Taehyung bana, devrim yaratacaksan ayakta dur diyordu. oysa en kudretli ağaçlar bile ayakta ölüyordu, bunu bilmiyordu işte.
ama sen deprem olacak, o duvarların üstüme devrilecek diye hayatı boyunca istenmemiş ve dışlanmış çünkü çocukken hiçbir oyuna alınmamış, üstelik ilk kez bir eve girmiş, sana yük olmamak için hep eşikte oturan bir çocuğu sokağa attın. keşke bir enkazın altından cesedimi çıkarsaydın. beni buz gibi soğukta dışarda bıraktın. elimi bıraktın karanlıkta. keşke göğsümü ikiye yaran bir kolon olsaydı, keşke demirler göğsümden girip sırtımdan çıksaydı benim, keşke beni mahveden yerin ayağımın altından kayışı olsaydı. sen dünyayı daha dün okşadığın bir başın üstüne yıktın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Çok yükseklere uç Jungkook, ruhunun bir daha parçalanmayacağı kadar yükseklere, benim bile seni incitemeyeceğim kadar yükseklere."
"Sana acıyorum." demiştim kusar gibi. "Bana acımıyorsun Doktor," demişti tekrar gülerek. "Ellerim silah tutuyor."
Reklam
"Gözlerin yeni doğmuş bir bebeğin merakıyla parlıyordu ve milyon çocuğun neşesini taşıyordu gülüşün. Sanki zıtlıkların uyumu Harmonia senin yüzünde can bulmuş gibiydi." Bir şey dememe izin vermeden, içi acır gibi devam etti hemen. "Quasimodo gibi hissettim Jeongguk, eksik bırakılmış her yanım sızım sızım sızladı sanki."
"Kuleden, Bay Kim'e: Dönme dolap sonsuza kadar dönmez ama senin gülüşün, benim başımı sonsuza kadar döndürüyor."
Parmaklarım kıvırcık tutamlarını oyun edinirken, bel kıvrımını okşamaktan da geri kalmamış ve "Bir adam var." diyip dudaklarına üfleyerek mırıldanmıştım. "Nasıl anlatılır bilmiyorum, kelimeler bile güzelliğinin yanında çirkin kalıyor. Kumral saçları alnına düşüyor salına salına; güneş doğudan değil, onun gözlerinden doğuyor adeta. Teni kumsal gibi, insan oraya takıldı mı geri gitmek istemiyor. Parmakları titriyor sürekli, 'ben dört dörtlük değilim' demeye çalışıyor ama hayır; O, titreyen parmaklarıyla depremler yaratıyor. Gülüşleri insan ağlatıyor, hele ki o kirpikleri. Ah o kıvrımlı kirpikleri... Bazı günler bir şair olasım geliyor ama ona şiir yazmak için değil; onu şiir yapmak için." "Neyi anlatıyorsun?" "Seni." demiştim umursamazca omuz silkip, gözlerimi kısarak. "Dediğin gibi, güzel olan şeyleri."
"Seni asla terk etmeyeceğim papatyam." "Ya edersen?" "Etmeyeceğim." "Peki ya edersen?" "Eğer edersem." dedim dudağımı, kulağına sürtüp fısıldayarak. "Yapacağın tek şey; küllerimin yanına, en güzel fotoğrafımızı bırakmak olacak."
Kirpikleri titrerken elini boynuma kaydırmış ben ise baş parmağımla dudak kıvrımını okşamıştım. "Seni nasıl seviyorum biliyor musun papatya reçelim?" diyerek mırıldanıp duraksadığımda, parmakları dudak kıvrımımı bulmuş, benim ona yaptığım gibi usulca okşamaya başlamıştı. "O çocuksu hallerinle, oturduğun sandalyenle, cümle kurarken sürçtüğün dilin, rüzgar gelince titreyen kirpiklerin, uslanmayan saçların ve o saçlarına taktığın tokaların ile. Ha bu değil ki saçlarını beline kadar uzatsan seni sevmekten vazgeçerim. Hayır, seni öyle de sevebilirim. Eğer ki sen; kendini öyle mutlu hissediyorsan bundan öte hiçbir şey yok inan. Makyaj yaparsan, tırnaklarını boyarsan ve hatta gidip etek giyersen bile seni, yine böyle delice sevebilirim. Çünkü ne olursa olsun; ben sana değil, seni sen yapan şeylerine aşığım."
Reklam
Gözümdeki tekli siyah göz bandı ve püsküllü beyaz gömleğimle güneşin karşısına geçip, sivri kılıcımın ucunu ona doğrultacaktım. "Çekil güneş, orası sana ait değil!" diyecektim öfkeyle. "Burası benim gezegenim ve bu gezegende gündüzler, geceler, yıldızlar, insanlar, hayvanlar... hepsi Taehyung'un behacetidir! İn oradan, bırak yerini yakışan doldursun."
Vakti geldiğinde, yaratılıştan var edilmiş, şeffaf bir sıvının etkisiyle, lütuf olan organa, rahme bir tohum düşürme, onun yeşerip de dünyaya ayak bastığını görme arzum ve bunun gerçek olamayacağı düşüncesi, beni kedere boğsaydı, dokunmazdım sana. Aklından geçip giden düşünceler beni çılgına çeviriyor, bakma durgun, coşkudan arınmış sesime. Avuçlarımdan da küçük olan bu organ, cinsiyetlerden, bedene yerleştirilmiş uzuvlardan bağımsız, benim genimi ve soyumu taşıyacaksa eğer, o çocuk bir bedenden beslenecek, tüm gerekli kaynağını bir bedenden çekip akıtacaksa kendine, ancak senden arzu ederim böylesine bir mucizeyi. Delice, kavranılmaz bir istek bu... Biliyorum. Fakat sakınamam ya senden gerçeğimi, arzu ederim. Doğurabilme yetin olsun, bana baba diyecek çocuğu, sen bahşet isterim. Kırmasın, incitmesin seni bunun mümkün olmayışı. Yetersiz görme kendini, bil ki bana çok fazlasın. Yetişemediğim, tümüyle sarmalamakta zorluk çekeceğim kadar bolcasın içimde. Sakın çıkarma aklından Jeongguk. Bir kadın rahminin, kasıla kasıla dünyaya getireceği bebeklerin hiçbiri, senin henüz dokunmaya cesaret edemediğim erkekliğinin, şimdiden başımı döndüren güzelliğini veremez bana.
bakmayın öyle, benim mezarımda hâlâ sizden başka çiçek yetişmiyor.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.