İ'lem eyyühe'l-aziz!
Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!
A: "Sen biliyor musun binlerce yıl önce Yahudilerde namaz kılıyordu, aslında hepsi müslüman ıdı."
B: "Bence insanlardı abi, dinde zorlama bu senin yaptığın."
A: "Yok müslümanılar ıdı. Öyle çünkü."
B: "Biz buna dinde zorlama diyoruz, beş vakit ezan gibi."
A: "Yok değil müslümanılardı, dinde zorlama yok, öyle şey mi olur."
B: "İyi abi ben Zerdüştüm o zaman."
A: "Ya öyle şey mi olur? Nasıl Zerdüşt olursun? Ateşe tapılır mı? Hehühe!"
B: "Dinde zorlama abi bu."
A: "Dinde zorlama yok, öyle şey mi olur."
B: "İyi abi ben Hristiyan oldum o zaman."
A: "Ya öyle şey mi olur? Üç Allah mı olur? Hehühe!"
B: "Dinde zorlama abi bu."
A: "Dinde zorlama yok, öyle şey mi olur."
"ya eyyuhe'llezîne âmenû..." diye hitap edilir bize;
"yâ eyyuhe'l mu'minûn..." diye değil.
iman, "oldu bitti"ye gelmez, çünkü insan, olup bitmiş değildir.
iman, olmakta olandır; çünkü insan, olmakta olandır.
Müslümanın ilk psikoloğu imanıdır
'Travma' konusunda uzman değilim. Fakat şöyle bir zannım var: Travmalar hayatın celalî yüzünü kaldırmakta zorlandığımızda ortaya çıkarlar. Celalî, yani kuşatılamayan, hikmetlerinin etrafı zihnen olsun sarılamayan, tasarrufunun dalgaboyu kestirilemeyen. Allah göstermesin, bir trafik kazasında
İ'lem eyyühe'l-aziz! Nefs-i nâtıkanın en yüksek matlubu devam ve bekadır. Hattâ vehmî bir devam ile kendisini aldatmazsa hiçbir lezzet alamaz. Öyle ise ey devamı isteyen nefis! Daimî olan bir zatın zikrine devam eyle ki devam bulasın. Ondan nur al ki sönmeyesin. Onun cevherine sadef ve zarf ol ki kıymetli olasın. Onun nesîm-i zikrine beden ol ki hayattar olasın. Esma-i İlahiyeden birisinin hayt-ı şuâıyla temessük et ki adem deryasına düşmeyesin.
Ey nefis! Seni tutup düşmekten muhafaza eden Zat-ı Kayyum'a dayan. Senin mevcudiyetinden dokuz yüz doksan dokuz parça onun uhdesindedir. Senin elinde yalnız bir parça kalır. En iyisi o parçayı da onun hazinesine at ki rahat olasın.
Risale-i Nur-Mesnevi-i Nuriye/185
İ'lem eyyühe'l-aziz!
Yarın seni zillet ve rezaletlere maruz bırakmakla terk edecek olan dünyanın sefahetini, bugün kemal-i izzet ve şerefle terk edersen pek aziz ve yüksek olursun. Çünkü o, seni terk etmeden evvel sen onu terk edersen hayrını alır, şerrinden kurtulursun. Fakat vaziyet makûse olursa kaziye de makûse olur.
Mesnevi-i Nuriye