Galiba acısından ya da artık perçinlenmiş bir yara yüzünden ağlayamıyordu.
Dünya böyle insanlarla doluydu. Sokaklara çıksak, insan içine karışsak, meyhanelerin izbe köşelerinde dert dinlesek, pazaryerleri veya kahvehanelerde birilerinin yüzüne uzun uzun baksak, bir uzun yol otobüsünde yanımızdaki yolcuya bir iki soru sorsak, bir hastane sırasında birinin derdini dinlesek, çıkıp gelecekti bize böyle hikâyeler.